-
لیک ذوق سجدهای پیش خدا ** خوشتر آید از دو صد دولت ترا 665
- Fakat Allah tapısında bir secde, sana iki yüz devlet ve saltanattan daha hoş gelir.
-
پس بنالی که نخواهم ملکها ** ملک آن سجده مسلم کن مرا
- Ben ne mal isterim, ne mülk... Ne devlet isterim, ne saltanat... Bana o secde devletini ihsan et, yeter diye ağlayıp sızlanmaya başlarsın!
-
پادشاهان جهان از بدرگی ** بو نبردند از شراب بندگی
- Cihan padişahları, kötülüklerinden dolayı kulluk şarabından bir koku bile almamışlar.
-
ورنه ادهموار سرگردان و دنگ ** ملک را برهم زدندی بیدرنگ
- Yoksa onlar da Edhem gibi, hemencecik coşarlar, sarhoş olurlar, dünya saltanatını vurup kırarlardı!
-
لیک حق بهر ثبات این جهان ** مهرشان بنهاد بر چشم و دهان
- Fakat Allah, bu âlem dursun, mamur olsun diye gözlerini ağızlarını kapamıştır.
-
تا شود شیرین بریشان تخت و تاج ** که ستانیم از جهانداران خراج 670
- Bu suretle de onlara taht ve taç tatlı gelir, âlemdeki halktan haraç alalım derler...
-
از خراج ار جمع آری زر چو ریگ ** آخر آن از تو بماند مردریگ
- Fakat haraç ala ala kum gibi altın yığsın yine ölür, geberirsin, onlar senden arta kalır!
-
همره جانت نگردد ملک و زر ** زر بده سرمه ستان بهر نظر
- Mal, mülk, devlet ve altın, canına yoldaş olmaz... Sen altın ver de görüşünün kuvvetlenmesi için sürme al!
-
تا ببینی کین جهان چاهیست تنگ ** یوسفانه آن رسن آری به چنگ
- Bu sürmeyi çek de şu âlemin daracık bir kuyu olduğunu gör; Yusufcasına ipe el at!
-
تا بگوید چون ز چاه آیی به بام ** جان که یا بشرای هذا لی غلام
- Kuyudan çıkıp dama yücelince görenler, müjde, işte bize bir köle desinler!