-
مرغ صابر را تو خوش دار و معاف ** مرغ عنقا را بخوان اوصاف قاف
- Sabreden kuşu hoş gör, affet... Anka’ya Kaf dağının vasıflarını oku!
-
مر کبوتر را حذر فرما ز باز ** باز را از حلم گو و احتراز 855
- Güvercine doğandan korunmasını emret... Doğana hilmi anlat, can yakmadan çekinmesini söyle!
-
وان خفاشی را که ماند او بینوا ** میکنش با نور جفت و آشنا
- Çaresiz kalan, nurdan mahrum olan yarasayı nura eş et, nura aşina kıl!
-
کبک جنگی را بیاموزان تو صلح ** مر خروسان را نما اشراط صبح
- Savaşan kekliğe sulh öğret... Horozlara sabah çağının alâmetlerini göster!
-
همچنان میرو ز هدهد تا عقاب ** ره نما والله اعلم بالصواب
- Hüthütten karakuşa kadar bütün kuşlara böylece yol göster... Allah, doğruyu daha iyi bilir!
-
آزاد شدن بلقیس از ملک و مست شدن او از شوق ایمان و التفات همت او از همهی ملک منقطع شدن وقت هجرت الا از تخت
- Belkıs’ın saltanattan kurtuluşu, iman şevkiyle mest oluşu, memleketinden hareket esnasında tahtından başka her şeyden vaz geçişi
-
چون سلیمان سوی مرغان سبا ** یک صفیری کرد بست آن جمله را
- Süleyman, Sebe’deki kuşlara bir ıslık çalınca hepsini kendisine bend etti.
-
جز مگر مرغی که بد بیجان و پر ** یا چو ماهی گنگ بود از اصل کر 860
- Ancak canı ve kanadı olmayan yahut balık gibi aslından sağır ve dilsiz olan müstesna!
-
نی غلط گفتم که کر گر سر نهد ** پیش وحی کبریا سمعش دهد
- Hayır... yanlış söyledim, sağır bile Allah vahyine karşı baş koyup secde etse Allah ona duygu ihsan eder.
-
چونک بلقیس از دل و جان عزم کرد ** بر زمان رفته هم افسوس خورد
- Belkıs, canla, gönülle Süleyman’a gitmeyi kurdu... Geçmiş zamanlarına açıklandı!
-
ترک مال و ملک کرد او آن چنان ** که بترک نام و ننگ آن عاشقان
- Âşıkların adı sanı, arı namusu terk ettikleri gibi o da malını, mülkünü terk etti.