-
همچنان میرو ز هدهد تا عقاب ** ره نما والله اعلم بالصواب
- Hüthütten karakuşa kadar bütün kuşlara böylece yol göster... Allah, doğruyu daha iyi bilir!
-
آزاد شدن بلقیس از ملک و مست شدن او از شوق ایمان و التفات همت او از همهی ملک منقطع شدن وقت هجرت الا از تخت
- Belkıs’ın saltanattan kurtuluşu, iman şevkiyle mest oluşu, memleketinden hareket esnasında tahtından başka her şeyden vaz geçişi
-
چون سلیمان سوی مرغان سبا ** یک صفیری کرد بست آن جمله را
- Süleyman, Sebe’deki kuşlara bir ıslık çalınca hepsini kendisine bend etti.
-
جز مگر مرغی که بد بیجان و پر ** یا چو ماهی گنگ بود از اصل کر 860
- Ancak canı ve kanadı olmayan yahut balık gibi aslından sağır ve dilsiz olan müstesna!
-
نی غلط گفتم که کر گر سر نهد ** پیش وحی کبریا سمعش دهد
- Hayır... yanlış söyledim, sağır bile Allah vahyine karşı baş koyup secde etse Allah ona duygu ihsan eder.
-
چونک بلقیس از دل و جان عزم کرد ** بر زمان رفته هم افسوس خورد
- Belkıs, canla, gönülle Süleyman’a gitmeyi kurdu... Geçmiş zamanlarına açıklandı!
-
ترک مال و ملک کرد او آن چنان ** که بترک نام و ننگ آن عاشقان
- Âşıkların adı sanı, arı namusu terk ettikleri gibi o da malını, mülkünü terk etti.
-
آن غلامان و کنیزان بناز ** پیش چشمش همچو پوسیده پیاز
- O nazlı nazenin kölelerle cariyeler, gözüne porsumuş, kokmuş, çürümüş soğan gibi görünmeye başladı.
-
باغها و قصرها و آب رود ** پیش چشم از عشق گلحن مینمود 865
- Bağlar, köşkler, ırmaklar, aşk yüzünden gözüne külhan gibi görünüyordu.
-
عشق در هنگام استیلا و خشم ** زشت گرداند لطیفان را به چشم
- Aşk, kızıştı da akın etti mi bütün güzeller, göze çirkin görünür.
-
هر زمرد را نماید گندنا ** غیرت عشق این بود معنی لا
- Aşk gayreti, zümrüdü bile insanın gözüne pırasa kadar adi gösterir... İşte “Lâ”nın manası budur.