-
لیک در سیمای آن در یتیم ** دیدهام آثار لطفت ای کریم 990
- Ancak o eşi bulunmaz tek incinin yüzünde senin lütuf eserlerini görmüşüm ey kerem sahibi Allah’ım.
-
که نمیماند به ما گرچه ز ماست ** ما همه مسیم و احمد کیمیاست
- O bizden ama bize benzemiyor... Biz hep bakırız, Ahmet kimya!
-
آن عجایبها که من دیدم برو ** من ندیدم بر ولی و بر عدو
- Onda gördüğüm şaşılacak şeyleri ne bir dostta gördüm ben, ne bir düşmanda!
-
آنک فضل تو درین طفلیش داد ** کس نشان ندهد به صد ساله جهاد
- Bu çocuğa ihsan ettiğin faziletleri, birisi yüzyıl mücadelede bulunsa elde edemez”, nişanesini bile bulamaz.
-
چون یقین دیدم عنایتهای تو ** بر وی او دریست از دریای تو
- Senin ona olan inayetlerini iyice gördüm... Anladım ki o senin denizinin biricik incisi!
-
من هم او را می شفیع آرم به تو ** حال او ای حالدان با من بگو 995
- Ben de işte sana onu şefaatçi getirmedeyim... Onun yüzü suyu hürmetine ey herkesin halini bilen Allah, o ne haldedir; bana bildir!
-
از درون کعبه آمد بانگ زود ** که هماکنون رخ به تو خواهد نمود
- Kâbe içinden derhal bir ses geldi: “şimdi sana yüz gösterecek!
-
با دو صد اقبال او محظوظ ماست ** با دو صد طلب ملک محفوظ ماست
- O yüzlerce devletle bizden nasip almıştır... Yüzlerce bölük melek, onu korumadadır.
-
ظاهرش را شهرهی گیهان کنیم ** باطنش را از همه پنهان کنیم
- Onun zahirini, âleme meşhur edeceğiz... bâtınını da herkes den gizleyeceğiz!
-
زر کان بود آب و گل ما زرگریم ** که گهش خلخال و گه خاتم بریم
- Su ve toprak altın madeniydi; bizse kuyumcuyuz... Gâh onu halhal yaparız, gâh yüzük!