-
طوطیی در آینه میبیند او ** عکس خود را پیش او آورده رو 1430
- Dudu kuşu, önünde bir ayna, ayna içinde de kendi aksini görür.
-
در پس آیینه آن استا نهان ** حرف میگوید ادیب خوشزبان
- Aynanın ardında usta gizlenmiştir; güzel dille edeplice söz söyler.
-
طوطیک پنداشته کین گفت پست ** گفتن طوطیست که اندر آینهست
- Duducuk, bu söz söyleyeni ayna içinde gördüğü dudu sanır.
-
پس ز جنس خویش آموز سخن ** بیخبر از مکر آن گرگ کهن
- Bu suretle o koca kurdun hilesinden haberi olmaz, güya kendi cinsinden olan bu dududan söz söylemeyi öğrenir.
-
از پس آیینه میآموزدش ** ورنه ناموزد جز از جنس خودش
- Usta, ona ayna ardından söz söylemeyi öğretir. Böyle olmasa kendi cinsinden olmayan birisinden söz söylemeyi öğrenemez.
-
گفت را آموخت زان مرد هنر ** لیک از معنی و سرش بیخبر 1435
- O hünerli kus, söz öğrenir ama sırrından da haberi yoktur manasından da.
-
از بشر بگرفت منطق یک به یک ** از بشر جز این چه داند طوطیک
- Söz söylemeyi bir insandan beller. Fakat bir duducuk, bundan başka insandan ne bilebilir, ne elde edebilir ki?
-
همچنان در آینهی جسم ولی ** خویش را بیند مردی ممتلی
- Velinin beden aynasında da kötülüklerle dolu olan mürit, tıpkı bunun gibi kendisini görür.
-
از پس آیینه عقل کل را ** کی ببیند وقت گفت و ماجرا
- Fakat söz ve iş zamanında aynanın ardındaki Akl-ı Küll-ü nereden görecek?
-
او گمان دارد که میگوید بشر ** وان گر سرست و او زان بیخبر
- O sanır ki insan söylüyor. Halbuki bu, başka bir sırdır, onun bundan haberi bile yoktur.