-
رخت دادم زر قلبی بستدم ** شاد شادان سوی خانه میشدم 1510
- Malımı mülkümü verip kalp para alacaktım, sonra da sevine, sevine evimin yolunu tutacaktım.
-
شکر کین زر قلب پیدا شد کنون ** پیش از آنک عمر بگذشتی فزون
- Şükürler olsun ki altının kalp olduğunu, ömrümü o yüzden harcamadan meydana çıktı.
-
قلب ماندی تا ابد در گردنم ** حیف بودی عمر ضایع کردنم
- Yoksa kalp, ta sona kadar boynumda kalacaktı. Bos yere de ömrümü zayi edecektim.
-
چون بگهتر قلبی او رو نمود ** پای خود زو وا کشم من زود زود
- Mademki paranın kalp olduğu şimdiden anlaşıldı, ben de ondan ayağımı hemen çekeyim.
-
یار تو چون دشمنی پیدا کند ** گر حقد و رشک او بیرون زند
- Dostun, sana düşmanlık eder, hasedini, kinini dışarıya vursa,
-
تو از آن اعراض او افغان مکن ** خویشتن را ابله و نادان مکن 1515
- Senden yüz çevirdiği için feryat etme. Kendini ahmak ve bilgisiz bir hale düşürme.
-
بلک شکر حق کن و نان بخش کن ** که نگشتی در جوال او کهن
- Tanrıya şükret yoksullara ekmek ver ki onun çuvalında eskimedin, yıpranmadın.
-
از جوالش زود بیرون آمدی ** تا بجویی یار صدق سرمدی
- Ebedi ve doğru bir dost aramak üzere çuvalından tez çıktın.
-
نازنین یاری که بعد از مرگ تو ** رشتهی یاری او گردد سه تو
- Ne nazlı, ne vefalı sevgidir o ki ölümünden sonra bile dostluğu bir katken üç kat olur, bağlılığındaki kuvvet üç kat artar.
-
آن مگر سلطان بود شاه رفیع ** یا بود مقبول سلطان و شفیع
- O dost, ya padişahtır, yüce bir sultandır, yahut da padişahın makbulü olan yanında şefaati kabul edilen bir kuldur.