-
گوید ای یزدان مرا در تن مبر ** تا درین گلشن کنم من کر و فر
- Bu adam der ki: Tanrım, beni bedene döndürme de su gül bahçesinde bir salınıp gezineyim.
-
گویدش یزدان دعا شد مستجاب ** وا مرو والله اعلم بالصواب
- Tanrı da duan kabul edildi, dönme der. Doğrusunu Tanrı daha iyi bilir ya.
-
این چنین خوابی ببین چون خوش بود ** مرگ نادیده به جنت در رود 1725
- Bu çeşit rüya bir bak ne hoştur. Adam, ölümünü görmeden cennete gitmede.
-
هیچ او حسرت خورد بر انتباه ** بر تن با سلسله در قعر چاه
- Artık hiç o adam, uyanmaya hasret çeker, kuyunun dibinde zincirlere, bukağılara vurulmuş olarak yaşamayı arzular mı?
-
مومنی آخر در آ در صف رزم ** که ترا بر آسمان بودست بزم
- İnanmışsan artık savaş safına gel ki senin meclisin gökyüzündedir.
-
بر امید راه بالا کن قیام ** همچو شمعی پیش محراب ای غلام
- Yüzlerce ulaşma ümidiyle kalk, ey kul, mihrap önündeki mum gibi dinel.
-
اشک میبار و همیسوز از طلب ** همچو شمع سر بریده جمله شب
- Başı kesilmiş mum gibi bütün gece arayıp isteme yüzünden ağla, gözyaşları dök, yan dur.
-
لب فرو بند از طعام و از شراب ** سوی خوان آسمانی کن شتاب 1730
- Yemekten, içmekten ağzını yum, gök sofrasına koş.
-
دم به دم بر آسمان میدار امید ** در هوای آسمان رقصان چو بید
- Her an ümidini gökyüzüne bağla. Gökyüzü havası ile söğüt gibi titre.
-
دم به دم از آسمان میآیدت ** آب و آتش رزق میافزایدت
- Sana anbean gökten su ve ateş gelip durmada. Rızkını arttırmadadır.