-
اشک میبارد چون باران خزان ** خشک اومیدی چه دارد او جز آن
- Güz yağmurları gibi gözyaşı döker, ümidi kurumuştur, ondan başka elinden ne gelir?
-
هر زمانی روی وا پس میکند ** رو به درگاه مقدس میکند 1820
- Her an yüzünü geriye çevirir, Tanrı’nın mukaddes tapısına yönelir.
-
پس ز حق امر آید از اقلیم نور ** که بگوییدش کای بطال عور
- Derken Tanrı’dan “Ey nur ülkesinin melekleri, ona ey iyi huylardan çırılçıplak tembel” deyin.
-
انتظار چیستی ای کان شر ** رو چه وا پس میکنی ای خیرهسر
- Ey şer madeni, ne bekliyorsun? A şaşkın neden yüzünü geriye çeviriyorsun?
-
نامهات آنست کت آمد به دست ** ای خدا آزار و ای شیطانپرست
- İşte defterin, eline gelen defter a Tanrı inciten a Şeytana tapan!
-
چون بدیدی نامهی کردار خویش ** چه نگری پس بین جزای کار خویش
- Yaptığın şeylerin yazılı olduğu defteri gördün ya. Ne bakıyorsun Artık, yaptığının cezasını gör.
-
بیهده چه مول مولی میزنی ** در چنین چه کو امید روشنی 1825
- Beyhude yere emekleyip duruyorsun? Böyle bir kuyuda aydınlık ümidi nerede?
-
نه ترا از روی ظاهر طاعتی ** نه ترا در سر و باطن نیتی
- Ne görünüşte bir ibadetin var, ne içinde gizli bir iyilik niyeti.
-
نه ترا شبها مناجات و قیام ** نه ترا در روز پرهیز و صیام
- Ne geceleri münacatta bulundun, namaz kıldın; ne gündüzleri haramdan çekindin oruç tuttun!
-
نه ترا حفظ زبان ز آزار کس ** نه نظر کردن به عبرت پیش و پس
- Ne kimseyi incitmemek için dilini tuttun, ne ibretle önüne ardına baktın.