-
اندر افتادند از در ز ازدحام ** همچو اندر دوغ گندیده هوام
- Kokmuş ayrana üşüsen, ayranın içine düşen sinekler gibi birbirlerini çiğneyerek odaya girdiler.
-
عاشقانه در فتد با کر و فر ** خورد امکان نی و بسته هر دو پر
- Sinekler de ayrana debdebeyle ve koşa,koşa atılırlar ama içine düştüler mi içmelerine imkan bulunmaz, iki kanatları da ıslanır kala kalırlar.
-
بنگریدند از یسار و از یمین ** چارقی بدریده بود و پوستین
- Onlar da içeri girip sağa, sola bakındılar. Fakat odada bir yırtık çarıkla bir eski kürkten başka bir şey yoktu.
-
باز گفتند این مکان بینوش نیست ** چارق اینجا جز پی روپوش نیست 2070
- Tekrar burası boş olamaz. Bu çarık, işi gizlemek için konmuş.
-
هین بیاور سیخهای تیز را ** امتحان کن حفره و کاریز را
- Keskin kazmalar getirelim de yeri kazalım dediler.
-
هر طرف کندند و جستند آن فریق ** حفرهها کردند و گوهای عمیق
- Her tarafı kazdılar estiler. Delikler açtılar, derin,derin çukurlar kazdılar.
-
حفرههاشان بانگ میداد آن زمان ** کندههای خالییم ای کندگان
- Çukurları kazarlarken o çukurlar, onlara, a kazıcılar, bizde bir şey yok diyordu.
-
زان سگالش شرم هم میداشتند ** کندهها را باز میانباشتند
- Nihayet bir şey bulamayınca bu zandan utandılar, çukurları doldurmaya koyuldular.
-
بیعدد لا حول در هر سینهای ** مانده مرغ حرصشان بیچینهای 2075
- Her biri sayısız Lahavle okumaktaydı. Tamah kuşları gıdasız kalmıştı.
-
زان ضلالتهای یاوهتازشان ** حفرهی دیوار و در غمازشان
- Duvarın, kapının yarıkları, delikleri, onların o beyhude sapıklığına şahitti.