English    Türkçe    فارسی   

5
2067-2076

  • اندر افتادند از در ز ازدحام  ** هم‌چو اندر دوغ گندیده هوام 
  • Kokmuş ayrana üşüsen, ayranın içine düşen sinekler gibi birbirlerini çiğneyerek odaya girdiler.
  • عاشقانه در فتد با کر و فر  ** خورد امکان نی و بسته هر دو پر 
  • Sinekler de ayrana debdebeyle ve koşa,koşa atılırlar ama içine düştüler mi içmelerine imkan bulunmaz, iki kanatları da ıslanır kala kalırlar.
  • بنگریدند از یسار و از یمین  ** چارقی بدریده بود و پوستین 
  • Onlar da içeri girip sağa, sola bakındılar. Fakat odada bir yırtık çarıkla bir eski kürkten başka bir şey yoktu.
  • باز گفتند این مکان بی‌نوش نیست  ** چارق اینجا جز پی روپوش نیست  2070
  • Tekrar burası boş olamaz. Bu çarık, işi gizlemek için konmuş.
  • هین بیاور سیخهای تیز را  ** امتحان کن حفره و کاریز را 
  • Keskin kazmalar getirelim de yeri kazalım dediler.
  • هر طرف کندند و جستند آن فریق  ** حفره‌ها کردند و گوهای عمیق 
  • Her tarafı kazdılar estiler. Delikler açtılar, derin,derin çukurlar kazdılar.
  • حفره‌هاشان بانگ می‌داد آن زمان  ** کنده‌های خالییم ای کندگان 
  • Çukurları kazarlarken o çukurlar, onlara, a kazıcılar, bizde bir şey yok diyordu.
  • زان سگالش شرم هم می‌داشتند  ** کنده‌ها را باز می‌انباشتند 
  • Nihayet bir şey bulamayınca bu zandan utandılar, çukurları doldurmaya koyuldular.
  • بی‌عدد لا حول در هر سینه‌ای  ** مانده مرغ حرصشان بی‌چینه‌ای  2075
  • Her biri sayısız Lahavle okumaktaydı. Tamah kuşları gıdasız kalmıştı.
  • زان ضلالتهای یاوه‌تازشان  ** حفره‌ی دیوار و در غمازشان 
  • Duvarın, kapının yarıkları, delikleri, onların o beyhude sapıklığına şahitti.