-
قفل کردن بر در حجره چه بود ** در میان صد خیالیی حسود
- Odanın kapısındaki kilidi açmak da neydi? Hayale kapılan yüzlerce hasetçi bundan ne umuyordu?
-
دست در کرده درون آب جو ** هر یکی زیشان کلوخ خشکجو
- Suyun içine el atmışlar, her biri dere de kuru toprak arıyordu.
-
پس کلوخ خشک در جو کی بود ** ماهیی با آب عاصی کی شود
- Hiç derede kuru toprak bulunur mu? Hiç balık suya asi olabilir mi?
-
بر من مسکین جفا دارند ظن ** که وفا را شرم میآید ز من 2140
- Bu yoksulun cefacı olduğunu sanıyorlardı. Halbuki, öyle vefalıyım ki vefa bile benim vefamı görür de utanır.
-
گر نبودی زحمت نامحرمی ** چند حرفی از وفا واگفتمی
- Mahrem olmayanlardan çekinmeseydim vefaya ait birkaç söz söylerdim.
-
چون جهانی شبهت و اشکالجوست ** حرف میرانیم ما بیرون پوست
- Alem şüpheci ve tutulacak bir yer arayıcı. Onun için bizde deriden hariç söz söyleyelim.
-
گر تو خود را بشکنی مغزی شوی ** داستان مغز نغزی بشنوی
- Kendini kırarsan iç olur, içe ait latif hikayeler duyarsın.
-
جوز را در پوستها آوازهاست ** مغز و روغن را خود آوازی کجاست
- Cevizin kabuğunda ses vardır ama içinde, yağında ses ne gezer.
-
دارد آوازی نه اندر خورد گوش ** هست آوازش نهان در گوش نوش 2145
- Onun da sesi vardır, vardır ama kulak duyamaz. Onun sesi, güzelim kulaktan gizlidir.
-
گرنه خوشآوازی مغزی بود ** ژغژغ آواز قشری کی شنود
- Yoksa için sesi pek güzeldir. Onu duyan, kabuğun şakırtısını dinler mi hiç?