-
وصف حق کو وصف مشتی خاک کو ** وصف حادث کو وصف پاک کو
- Tanrı sıfatı nerede, bir avuç toprağın sıfatı nerede? Sonradan yaratılanın sıfatı nerede, o pak ve önü sonu olmayan Tanrının sıfatı nerede?
-
شرح عشق ار من بگویم بر دوام ** صد قیامت بگذرد و آن ناتمام
- Aşkın sıfatını söylemeye koyulursam yüz kıyamet kopar da yine noksan kalır.
-
زانک تاریخ قیامت را حدست ** حد کجا آنجا که وصف ایزدست 2190
- Çünkü kıyametin kopacağı bir zaman, bu dünyanın bir sonu vardır. Fakat Tanrı sıfatına son nerede?
-
عشق را پانصد پرست و هر پری ** از فراز عرش تا تحتالثری
- Aşkın beş yüz kanadı vardır. Her kanadı, arştan yer altına kadar bütün kainatı kaplar.
-
زاهد با ترس میتازد به پا ** عاشقان پرانتر از برق و هوا
- Korkak zahit, ayağı ile yürümeye çabalar. Aşılarsa şimşekten de hızlı uçarlar, yelden de!
-
کی رسند این خایفان در گرد عشق ** که آسمان را فرش سازد درد عشق
- O korkaklar, aşkın tozuna nereden ulaşacaklar? Aşk derdi, gökyüzünü döşeme edinir.
-
جز مگر آید عنایتهای ضو ** کز جهان و زین روش آزاد شو
- Zahit bu makama ulaşamaz. Meğer ki Tanrı ışığının inayeti gelip erişe de bu alemden ve bu yürüyüşten kurtula.
-
از قش خود وز دش خود باز ره ** که سوی شه یافت آن شهباز ره 2195
- Kendi kuşundan, düşünden, dedikodusundan halas olsa da yüce doğan kuşu, padişaha yol bula.
-
این قش و دش هست جبر و اختیار ** از ورای این دو آمد جذب یار
- Bu dedikodu, cebir ve ihtiyarıdır. Sevgilinin cezbesi, bu ikisinin ardından gelir.
-
چون رسید آن زن به خانه در گشاد ** بانگ در در گوش ایشان در فتاد
- Hasılı o kadın eve varıp kapıyı açtı. Kapının sesi kulaklarına gelince,