-
از خیال زشت خود منگر به من ** بر محبان از چه داری س ظن
- Kötü hayaline kapılıp bana bakma. Dostlara karşı neden kötü zanda bulunuyorsun?
-
ظن نیکو بر بر اخوان صفا ** گرچه آید ظاهرا زیشان جفا
- Sâf kardeşler hakkında iki zanda bulun. Zahiren onlardan cefa bile görsen haklarında kötü düşünceye kapılma.
-
این خیال و وهم بد چون شد پدید ** صد هزاران یار را از هم برید
- Bu kötü hayal, bu kötü zan, meydana çıktı mı yüz binlerce dostu birbirinden ayırır.
-
مشفقی گر کرد جور و امتحان ** عقل باید که نباشد بدگمان 2645
- Seni esirgeyen biri, sana cevreder, seni sınarsa hakkında kötü zanna düşmemek gerektir. Akıl kârı budur.
-
خصاه من بدرگ نبودم زشتاسم ** آنک دیدی بد نبد بود آن طلسم
- Hele ben hiç kötü değilim. Adım kötüye çıkmış ama aldırma. O gördüğüm aslan değildi, tılsımdı.
-
ور بدی بد آن سگالش قدرا ** عفو فرمایند یاران زان خطا
- O uğradığın şey kötü bile olduysa yine dostlar, o hatayı affederler.
-
عالم وهم و خیال طمع و بیم ** هست رهرو را یکی سدی عظیم
- Vehim ve tamahla korku âlemi, yolcuya pek büyük bir settir.
-
نقشهای این خیال نقشبند ** چون خلیلی را که که بد شد گزند
- Bu nakışlar, bu hayal suretleri, dağ gibi Halil'e bile zarar verdi.
-
گفت هذا ربی ابراهیم راد ** چونک اندر عالم وهم اوفتاد 2650
- Cömert İbrahim bile vehim âlemine düşünce : "Bu, benim rabbimdir" dedi.
-
ذکر کوکب را چنین تاویل گفت ** آن کسی که گوهر تاویل سفت
- Tevil incisini delen o zat, yıldızı görünce böyle dedi işte.