-
گفت پیغامبر ز غیب این را جلی ** در مقالات نوادر با علی
- Peygamber bunu Ali’ye değer biçilmez sözleri arasında açıkça söylemiştir.
-
یا رسولالله رسالت را تمام ** تو نمودی همچو شمس بیغمام
- Konuk dedi ki: “Ey Allah elçisi, bulutsuz bir güneş gibi peygamberliği sen tamamladın, apaydın bir hale koydun.
-
این که تو کردی دو صد مادر نکرد ** عیسی از افسونش با عازر نکرد 275
- Senin bu yaptığını iki yüz ana yapamaz. İsa bile bunu Azer’e yapmadı.
-
از تو جانم از اجل نک جان ببرد ** عازر ار شد زنده زان دم باز مرد
- Senin yüzünden canım hemencecik ecelden kurtuldu. Azer de dirildi ama o anda yine öldü.
-
گشت مهمان رسول آن شب عرب ** شیر یک بز نیمه خورد و بست لب
- Arap o gece Peygambere konuk oldu, bir keçiden sağılan sütün yarısını ancak yiyebildi, ağzını silip çekildi.
-
کرد الحاحش بخور شیر و رقاق ** گفت گشتم سیر والله بینفاق
- Peygamber süt iç, yufka ekmeği ye diye ısrar ettiyse de Vallahi dedi, riyasız doydum.
-
این تکلف نیست نی ناموس و فن ** سیرتر گشتم از آنک دوش من
- Bu, ne tekellüf, ne sıkılma, ne de hile. Dün geceden daha ziyade doydum.
-
در عجب ماندند جمله اهل بیت ** پر شد این قندیل زین یک قطره زیت 280
- Bütün ev halkı şaştılar. Bu kandil, şu bir kara zeytin yağı ile nasıl doldu diye hayretlere düştüler.
-
آنچ قوت مرغ بابیلی بود ** سیری معدهی چنین پیلی شود
- Bir ebabil kuşunun gıdası, böyle bir fili nasıl doyurdu dediler.
-
فجفجه افتاد اندر مرد و زن ** قدر پشه میخورد آن پیلتن
- Kadın, erkek, o fil bedenli, bir sineğin yiyeceğini yiyor diye fısıldaşmaya başladılar.