-
گرچه آن مطعوم جانست و نظر ** جسم را هم زان نصیبست ای پسر
- Gerçi ruh gıdası canın ve gözün yediği bir gıdadır; fakat oğul, cismin de ondan nasibi vardır.
-
گر نگشتی دیو جسم آن را اکول ** اسلم الشیطان نفرمودی رسول
- Şeytana benzeyen beden, onu yemeseydi Resül benim Şeytanım Müslüman olmuştur buyurmazdı.
-
دیو زان لوتی که مرده حی شود ** تا نیاشامد مسلمان کی شود 290
- Ölüyü dirilten o yemekten Şeytan yiyip içmese nasıl olur da Müslüman olur?
-
دیو بر دنیاست عاشق کور و کر ** عشق را عشقی دگر برد مگر
- Şeytan dünyaya aşıktır. Kördür, sağırdır. Bir aşkı başka bir aşk giderebilir.
-
از نهانخانهی یقین چون میچشد ** اندکاندک رخت عشق آنجا کشد
- Yakıynin gizli evinde yer, içerse yavaş yavaş aşk pılı pırtısını oraya çeker götürür.
-
یا حریص االبطن عرج هکذا ** انما المنهاج تبدیل الغذا
- Ey karnına haris olan böylece yücel. Bunun yolu, ancak yiyeceğini değiştirmedir.
-
یا مریض القلب عرج للعلاج ** جملة التدبیر تبدیل المزاج
- Ey kalp hastası, ilaca sarıl. Bütün tedbir, mizacı değiştirmeden ibarettir.
-
ایها المحبوس فی رهن الطعام ** سوف تنجو ان تحملت الفطام 295
- Ey yemeğe rehin düşüp hapiste kalan, sütten kesilmeye tahammül edersen yakında kurtulursun.
-
ان فیالجوع طعام وافر ** افتقدها وارتج یا نافر
- Açlıkta bir çok yemekler var. Onları ara, onları dile ey onlardan nefret eden.
-
اغتذ بالنور کن مثل البصر ** وافق الاملاک یا خیر البشر
- Nurla gıdalan, göze benze. Ey insanların hayırlısı meleklere uy.