-
گفت میخواهد خدا ایمان تو ** تا رهد از دست دوزخ جان تو
- Müslüman dedi ki: Tanrı, senin imana gelmeni canını cehennemden kurtarmak diler.
-
لیک نفس نحس و آن شیطان زشت ** میکشندت سوی کفران و کنشت 2915
- Ama kötü nefsin, o çirkin Şeytanın seni küfür tarafının, kilisenin bulunduğu yere çekmektedir.
-
گفت ای منصف چو ایشان غالباند ** یار او باشم که باشد زورمند
- Mecusi, ey insaf sahibi dedi, mademki onlar üstün, ben de güçlü kuvvetli, olana dost olurum.
-
یار آن تانم بدن کو غالبست ** آن طرف افتم که غالب جاذبست
- Üstün olana dost olabilir, beni daha fazla ve kuvvetle çekenin bulunduğu yere gidebilirim.
-
چون خدا میخواست از من صدق زفت ** خواست او چه سود چون پیشش نرفت
- Tanrı, benden adamakıllı öz doğruluğu istiyormuş. Dileği yerine gelmedikten sonra ne fayda?
-
نفس و شیطان خواست خود را پیش برد ** وآن عنایت قهر گشت و خرد و مرد
- Nefis ve Şeytan, kendi dileğini yürüttükten sonra Tanrı inayeti kahroldu, paramparça oldu demektir
-
تو یکی قصر و سرایی ساختی ** اندرو صد نقش خوش افراختی 2920
- Sen bir köşk, bir saray yaparsın. Onu yüzlerce nakışlarla, resimlerle bezersin.
-
خواستی مسجد بود آن جای خیر ** دیگری آمد مر آن را ساخت دیر
- Sen Onun bir hayır yurdu, bir mescit olmasını istersin ama başka biri çıkar gelir, orayı kilise, manastır yapar.
-
یا تو بافیدی یکی کرباس تا ** خوش بسازی بهر پوشیدن قبا
- Yahut da sen bir kumaş dokur, ondan giyinmek için kendine bir kaftan yapmak istersin.
-
تو قبا میخواستی خصم از نبرد ** رغم تو کرباس را شلوار کرد
- Sen kaftan istersin ama düşman, inadı yüzünden senin rağmine o kumaştan bir şalvar yapar.