-
یا تو بافیدی یکی کرباس تا ** خوش بسازی بهر پوشیدن قبا
- Yahut da sen bir kumaş dokur, ondan giyinmek için kendine bir kaftan yapmak istersin.
-
تو قبا میخواستی خصم از نبرد ** رغم تو کرباس را شلوار کرد
- Sen kaftan istersin ama düşman, inadı yüzünden senin rağmine o kumaştan bir şalvar yapar.
-
چاره کرباس چه بود جان من ** جز زبون رای آن غالب شدن
-
او زبون شد جرم این کرباس چیست ** آنک او مغلوب غالب نیست کیست 2925
- Kumaş sahibi zebun oldu, kumaşın ne kabahati var? Üstün olana alt olmayan kimdir ki?
-
چون کسی بیخواست او بر وی براند ** خاربن در ملک و خانهی او نشاند
- Birisi, ev sahibinin isteği olmadan sürüp gelir, onun yurduna diken ekerse,
-
صاحب خانه بدین خواری بود ** که چنین بر وی خلاقت میرود
- Ev sahibi, elbette horluğa düşmek zorundadır. Ona böyle bir horluk, çaresiz gelip çatar.
-
هم خلق گردم من ار تازه و نوم ** چونک یار این چنین خواری شوم
- Ben de taze ve yeni isem de ne çare?Hor hakir oldum işte.Sevgili böyle istiyor,ben de hor oluyorum.
-
چونک خواه نفس آمد مستعان ** تسخر آمد ایش شاء الله کان
- Nefsin istediği olduktan sonra artık,bir işi Tanrı dilerse olur demek,bir alaydan ibarettir.
-
من اگر ننگ مغان یا کافرم ** آن نیم که بر خدا این ظن برم 2930
- Ben,Mecusilerin kusuru,yahut kafirsem de Tanrı hakkında yine böyle bir zanda bulunamam.
-
که کسی ناخواه او و رغم او ** گردد اندر ملکت او حکم جو
- Bir kimse,onun dileği olmadan ülkesinde gezsin,dolaşsın,buyruk yürütsün...buna imkan yoktur.