-
لیک بی هیچ آلتی صنع صمد ** اختیارش را کمند او کند
- Fakat ihtiyacı olmıyan Tanrı, hiçbir aleti olmaksızın, o kulun ihtiyarını, kendisine kement yapar.
-
اختیارش زید را قدیش کند ** بیسگ و بیدام حق صیدش کند
- Zeydi, kendi ihtiyarı, bağlar.Tanrı da köpeksiz, tuzaksız onu avlar.
-
آن دروگر حاکم چوبی بود ** وآن مصور حاکم خوبی بود
- O dülger tahtaya hâkimdir, o ressam güzelliğe hâkim.
-
هست آهنگر بر آهن قیمی ** هست بنا هم بر آلت حاکمی
- Demirci, demire hâkimdir, mimar, alete hâkim.
-
نادر این باشد که چندین اختیار ** ساجد اندر اختیارش بندهوار 3095
- Şaşılacak şey, görülmemiş nesne şudur ki bunca ihtiyar, kul gibi onun ihtiyarına secde eder.
-
قدرت تو بر جمادات از نبرد ** کی جمادی را از آنها نفی کرد
- Cansız şeylere kudretin var, fakat bu kudretin, onlardaki cansızlığı giderdi mi?
-
قدرتش بر اختیارات آنچنان ** نفی نکند اختیاری را از آن
- Onun kudreti de tıpkı bunun gibi kulların ihtiyarlarını gidermez.
-
خواستش میگوی بر وجه کمال ** که نباشد نسبت جبر و ضلال
- İstersen onun kudret ve ihtiyarını kemaliyle söyle. Bu, cebir ve sapıklık olmaz.
-
چونک گفتی کفر من خواست ویست ** خواست خود را نیز هم میدان که هست
- Benim küfrüm onun dileğidir dedin ama bil ki senin de bu küfürde bir dileğin var.
-
زانک بیخواه تو خود کفر تو نیست ** کفر بیخواهش تناقض گفتنیست 3100
- 3100, Çünkü sen istemedikçe kâfir olmazsın. Dileksiz küfür, tenakuzdur. Hem kâfirsin, hem de küfrü istemiyorsun, böyle şey olur mu?