بر عدم باشم نه بر موجود مست ** زانک معشوق عدم وافیترست 315
Halbuki ben, yokluğa aşığım, vara bakıp sarhoş olmam. Çünkü yokluk sevgilisi, bence daha vefalıdır.
عقل را خط خوان آن اشکال کرد ** تا دهد تدبیرها را زان نورد
Allah akıla o şekilleri okuttu, bu suretle onun tedbirlerden vazgeçip Allahsını dilemesini diledi.
تمثیل لوح محفوظ و ادراک عقل هر کسی از آن لوح آنک امر و قسمت و مقدور هر روزهی ویست هم چون ادراک جبرئیل علیهالسلام هر روزی از لوح اعظم عقل مثال جبرئیلست و نظر او به تفکر به سوی غیبی که معهود اوست در تفکر و اندیشهی کیفیت معاش و بیرون شو کارهای هر روزینه مانند نظر جبرئیلست در لوح و فهم کردن او از لوح
Levhi mahfuz ve herkesin, günlük nasibi ne kadarsa o levihten o kadarına akıl erdirmesi, Cebrail aleyhisselam’ın her gün o levihten bir şey anlamasına benzer
چون ملک از لوح محفوظ آن خرد ** هر صباحی درس هر روزه برد
Akıl, her sabah melek gibi o Levhi Mahfuz’dan bir ders alır.
بر عدم تحریرها بین بیبنان ** و از سوادش حیرت سوداییان
Yokluğu parmaksız olarak yazılmış yazılara bak; dünyaya dalanlar, o yazıların karartısına şaşırıp kalmışlar.
هر کسی شد بر خیالی ریش گاو ** گشته در سودای گنجی کنجکاو
Herkes bir hayale kapılmış, bir bucağı eşmede. Biri bir define bulmak için bir bucağı kazmada;
از خیالی گشته شخصی پرشکوه ** روی آورده به معدنهای کوه 320
Biri bir hayal peşine düşmüş, azamet sahibi olduğu halde dağlardaki madenlere yüz çevirmiş;
وز خیالی آن دگر با جهد مر ** رو نهاده سوی دریا بهر در
Öbürü, bir hayale düşmüş, sıkıntılı uğraşmalarla, didişmelerle inci çıkarmak için denize yönelmiş;
وآن دگر بهر ترهب در کنشت ** وآن یکی اندر حریصی سوی کشت
Bir başkası papaz olmak için kiliseye kapanmış, bir başkası da hırs içinde ekine tarlaya düşmüş!
از خیال آن رهزن رسته شده ** وز خیال این مرهم خسته شده
O yol kesen, kurtulduğunu hayal etmiş, bu ise hayalince bir hastaya merhem olmuş.
در پریخوانی یکی دل کرده گم ** بر نجوم آن دیگری بنهاده سم
Biri peri çağırmaya koyulmuş, gönlünü aklını kaybetmiş, öbürü, yıldız bilgisine kapılıp nalını yıldızın üstüne koymuş.