English    Türkçe    فارسی   

5
3200-3209

  • این سخن پایان ندارد ای پدر  ** این سخن را ترک کن پایان نگر  3200
  • Babacığım, bu sözün sonu gelmez. Bu sözü bırak da sonuna bak.
  • غیرتم آید که پیشت بیستند  ** بر تو می‌خندند عاشق نیستند 
  • Gayretim koymuyor, senin önünde dursunlar, âşık olmadıkları halde sana gülsünler!
  • عاشقانت در پس پرده‌ی کرم  ** بهر تو نعره‌زنان بین دم بدم 
  • Aşıkların, anbean kerem perdesi ardında senin için nara atmadalar.
  • عاشق آن عاشقان غیب باش  ** عاشقان پنج روزه کم تراش 
  • Sen de o gayp âşıklarına âşık ol,şu beş günlük âşıklara pek aldırış etme.
  • که بخوردندت ز خدعه و جذبه‌ای  ** سالها زیشان ندیدی حبه‌ای 
  • Bunlar, hileyle, düzenle seni yerler. Yıllardır bunlardan bir habbe bile görmedin.
  • چند هنگامه نهی بر راه عام  ** گام خستی بر نیامد هیچ کام  3205
  • Halkın yoluna niceye bir hengâme salıp duracaksın? Ayağın mecruh senin,hiçbir muradına ermedin gitti.
  • وقت صحت جمله یارند و حریف  ** وقت درد و غم به جز حق کو الیف 
  • İyilik, hoşluk zamanında hepsi dosttur,eştir. Fakat dert ve gam zamanı Tanrı'dan başka kim sana dost?
  • وقت درد چشم و دندان هیچ کس  ** دست تو گیرد به جز فریاد رس 
  • Gözün, dişin ağrıdığı zaman feryada erişen Tanrı'dan başka elinden tutan var mi?
  • پس همان درد و مرض را یاد دار  ** چون ایاز از پوستین کن اعتبار 
  • Sen de o hastalık, o dert zamanını hatırla da Eyaz gibi postuna bak, ibret al.
  • پوستین آن حالت درد توست  ** که گرفتست آن ایاز آن را به دست 
  • Pösteki, senin o derde düştüğün zamanki halindir.Eyaz, onun için onu saklamıştır.
  • باز جواب گفتن آن کافر جبری آن سنی را کی باسلامش دعوت می‌کرد و به ترک اعتقاد جبرش دعوت می‌کرد و دراز شدن مناظره از طرفین کی ماده‌ی اشکال و جواب را نبرد الا عشق حقیقی کی او را پروای آن نماند و ذلک فضل الله یتیه من یشاء 
  • Yine o kâfir cebrînin kendisini İslama davet eden, cebir inanışını bırakmaya teşvik edip duran sünniye cevap vermesi, sual ve cevabın iki taraflı olarak uzayıp gitmesi. Müşkül olan şeyi ve cevap verme kudretini ancak hakikî aşk halleder, kesip atar, aşkın sualden, cevaptan pervası yoktur. "Ve bu da Tanrı'nın ihsanıdır, dilediğine verir."