-
که بدین عقل آوری ارزاق را ** زان دگر مفرش کنی اطباق را 3235
- Rızıklarını bu akılla elde dersin. Öbür akla gelince: Onunla yedi kat gökleri, kendine bir döşeme yaparsın.
-
چون ببازی عقل در عشق صمد ** عشر امثالت دهد یا هفتصد
- Tanrı sevgisine düşer, aklınla oynarsan Tanrı, sana o aklın onlarca fazlasını, hattâ yedi yüzünü ihsan eder.
-
آن زنان چون عقلها درباختند ** بر رواق عشق یوسف تاختند
- O kadındır, akıllarıyle oynadılar da Yusuf'un aşk sayvanına sıçradılar.
-
عقلشان یکدم ستد ساقی عمر ** سیر گشتند از خرد باقی مرد
- Ömür sakisi, bir an onların akıllarını aldı, ömürlerinin sonuna kadar akla doydular, adını bile anmadılar.
-
اصل صد یوسف جمال ذوالجلال ** ای کم از زن شو فدای آن جمال
- Ululuk ıssı Tanrı'nın güzelliğiyse yüzlerce Yusuf güzelliğinin de aslıdır. Ey kadından aşağı adam, o güzelliğe feda ol.
-
عشق برد بحث را ای جان و بس ** کو ز گفت و گو شود فریاد رس 3240
- Ey can, bahsi ancak akıl keser. Nerde insanı dedikodudan kurtarıp feryada yetişen biri?
-
حیرتی آید ز عشق آن نطق را ** زهره نبود که کند او ماجرا
- O söze aşk yüzünden bir hayrettir gelir, macerayı nakletmeye takati kalmaz.
-
که بترسد گر جوابی وا دهد ** گوهری از لنج او بیرون فتد
- Çünkü bir cevap verirse içindeki incinin düşeceğinden korkar.
-
لب ببندد سخت او از خیر و شر ** تا نباید کز دهان افتد گهر
- O, hayırdan da adamakıllı dudağını yummuştur,, serden de. Ağzından incinin düşeceğinden ürker.
-
همچنانک گفت آن یار رسول ** چون نبی بر خواندی بر ما فصول
- Nitekim Peygamber'in dostu da demiştir ki: Peygamber, bize bir şeyden haber verdi, bir şey söyledi mi..