-
رازها گوید به جد و اجتهاد ** مینماید زنده او را آن جماد 3265
- Candan yürekler sırlar söyler.O cansız toprak,ona diri görünür.
-
حی و قایم داند او آن خاک را ** چشم و گوشی داند او خاشاک را
- O toprağı diri ve canlı sanır,o toprak yığınının gözü,kulağı vardır zannına kapılır.
-
پیش او هر ذرهی آن خاک گور ** گوش دارد هوش دارد وقت شور
-
مستمع داند به جد آن خاک را ** خوش نگر این عشق ساحرناک را
- Onca o toprağın her zerresi duyar,o coştu mu,feryadını iştir,anlar.
-
آنچنان بر خاک گور تازه او ** دمبدم خوش مینهد با اشک رو
- Ana,çocuğunun yeni mezarının toprağına anbean gözyaşlarıyla kapanır,yüzünü,gözünü sürer.
-
که بوقت زندگی هرگز چنان ** روی ننهادست بر پور چو جان 3270
- Oğlu diriyken bile o canının canına, o can yavrusuna asla böyle yüzünü,gözünü sürmemiştir.
-
از عزا چون چند روزی بگذرد ** آتش آن عشق او ساکن شود
- Fakat bu ölümden birkaç gün geçti mi sevgisinin ateşi yatışır.
-
عشق بر مرده نباشد پایدار ** عشق را بر حی جانافزای دار
- Ölüye karşı aşk ebedi olmaz ki.Sen,cana canlar katan diriyi sev.
-
بعد از آن زان گور خود خواب آیدش ** از جمادی هم جمادی زایدش
- Bu acı geçti mi o mezarın karşısında durmaktan yorgunluk gelir,uykusu gelir.Cansız bir şeyden ancak cansız bir şey doğar.
-
زانک عشق افسون خود بربود و رفت ** ماند خاکستر چو آتش رفت تفت
- Çünkü aşk,afsununu çalmış,gitmiştir.Ateş sönüverdi mi kül almıştır.