-
آنچ بیند آن جوان در آینه ** پیر اندر خشت میبیند همه 3275
- Gencin aynada gördüğünü ihtiyar,tamamiyle kerpiçte görür.
-
پیر عشق تست نه ریش سپید ** دستگیر صد هزاران ناامید
- Pir,senin aşkındır,sakalı da ak olan değil.Pir,yüz binlerce ümitsizin elinden tutandır.
-
عشق صورتها بسازد در فراق ** نامصور سر کند وقت تلاق
- Aşk,ayrılık aleminde suretler düzer.Fakat insan,hakiki sevgiliyle buluştu mu tasavvur bile edilmiyen,tasvire bile sığmayan hakikat meydana çıkar da,
-
که منم آن اصل اصل هوش و مست ** بر صور آن حسن عکس ما بدست
- Der ki:Aklın ve akıllının da aslının aslı benim,sarhoşun da.Suretlerdeki o güzellik,bizim aksimizdir.
-
پردهها را این زمان برداشتم ** حسن را بیواسطه بفراشتم
- Şimdi perdelerini kaldırarak,güzelliğimizi vasıtasız gösterdik.
-
زانک بس با عکس من در بافتی ** قوت تجرید ذاتم یافتی 3280
- Çünkü benim aksimle çok uğraştın,nihayet zatının tecrit kuvvetini buldun.
-
چون ازین سو جذبهی من شد روان ** او کشش را مینبیند در میان
- Bu taraftan benim cezbem gelince Hıristiyan,arada papazı görmez.
-
مغفرت میخواهد از جرم و خطا ** از پس آن پرده از لطف خدا
- Halbuki o,papaz perdesinin ardındaki Tanrı lutfundan bağışlanmasını,o lutuftan cürüm ve hatanın yargılanmasını,diler.
-
چون ز سنگی چشمهای جاری شود ** سنگ اندر چشمه متواری شود
- Bir taştan bir kaynak çıkıp aksa taş,artık o akar suyun içinde gizli kalır.
-
کس نخواهد بعد از آن او را حجر ** زانک جاری شد از آن سنگ آن گهر
- Ondan sonra artık kimse ona taş demez.Çünkü o taştan o inci çıkıp akmaktadır.