-
دزد را تو دست ببریدن پسند ** از بریدن عاجزی دستش ببند 3490
- Hırsızın elini kes. Kesmekten âcizsen hiç olmazsa bağla.
-
گر نبندی دست او دست تو بست ** گر تو پایش نشکنی پایت شکست
- Seti, onun elini bağlamazsan o,senin elini bağlar. Sen, onun ayağını kırmazsan o,senin ayağını kırar.
-
تو عدو را می دهی و نیشکر ** بهر چه گو زهر خند و خاک خور
- Halbuki sen, düşmana şarap ve şeker kamışı veriyorsun. Niçin?Ona zehir gibi gül, taş ve desene!
-
زد ز غیرت بر سبو سنگ و شکست ** او سبو انداخت و از زاهد بجست
- Zahit, gayrete gelip testiye bir taş attı, kırdı. Köle de testiyi elinden atıp zahitten kaçtı.
-
رفت پیش میر و گفتش باده کو ** ماجرا را گفت یک یک پیش او
- Beyin yanına gidince bey,şarap nerde? dedi. Köle birbir macerayı anlattı.
-
رفتن امیر خشمآلود برای گوشمال زاهد
- Emîrin, zahidi tedip için şiddetle gitmesi
-
میر چون آتش شد و برجست راست ** گفت بنما خانهی زاهد کجاست 3495
- Bey, ateşe döndü, hemen yerinden doğruldu, bana o zahidin evi nerde? Göster dedi.
-
تا بدین گرز گران کوبم سرش ** آن سر بیدانش مادرغرش
- Göster de şu ağır gürzle kafasını ezeyim. O kahpe oğlunun akılsız kellesini kırayım.
-
او چه داند امر معروف از سگی ** طالب معروفی است و شهرگی
- O,köpekliğinden doğru yolu göstermeyi ne bilir?O,ancak şöhret âşıkı.
-
تا بدین سالوس خود را جا کند ** تا به چیزی خویشتن پیدا کند
- Bu yobazlık, bu riya ile kendisine bir mevki yapmak, bir şey bahane ederek kendini göstermek istiyor.
-
کو ندارد خود هنر الا همان ** که تسلس میکند با این و آن
- Onun, şuna buna riya yapmaktan başka hiçbir hüneri yok.