-
از فدایی مردمان را حیرتیست ** هر یکی از ما فدای سیرتیست
- Halk, canını feda edene şaşar. Fakat bizim her birimiz fedayi huyluyuz.
-
ای خنک آنک فدا کردست تن ** بهر آن کارزد فدای آن شدن
- Ne mutlu o kişiye ki bedenini, feda edilmeye değer bir dosta feda etmiştir.
-
هر یکی چونک فدایی فنیست ** کاندر آن ره صرف عمر و کشتنیست
- Herkes, bir fennin, bir sanatın fedaisidir. Ömrünü o yolda sarf eder, ölüp gider.
-
کشتنی اندر غروبی یا شروق ** که نه شایق ماند آنگه نه مشوق 3545
- İster doğularda olsun, ister batılarda, herkes, nihayet ölür. O zaman ne âşık kalır, ne maşuk!
-
باری این مقبل فدای این فنست ** کاندرو صد زندگی در کشتنست
- Hiç olmazsa bu devletli, zaten şu hünere gönüllü, kendisini feda etmiş. Onun öldürülmesinde yüzlerce hayat var.
-
عاشق و معشوق و عشقش بر دوام ** در دو عالم بهرمند و نیکنام
- Âşık da onca ebedî, maşuk da, aşk da. İki âlemde de dileğine ermiş, iyi bir ad san kazanmış.
-
یا کرامی ارحموا اهل الهوی ** شانهم ورد التوی بعد التوی
- Ey ulular, âşıklara acıyın. Onların şanı, helak olduktan sonra bile helak olmaya hazır bulunmaktır.
-
عفو کن ای میر بر سختی او ** در نگر در درد و بدبختی او
- Beyim, onun kabalığını affet. Onun derdine, betbahtlığına bak.
-
تا ز جرمت هم خدا عفوی کند ** زلتت را مغفرت در آکند 3550
- Onu affet de Tanrı da seni affetsin, suçlarını yarlıgasın.
-
تو ز غفلت بس سبو بشکستهای ** در امید عفو دل در بستهای
- Sen de gafletle az testiler kırmamışsındır. Sen de affa ümit bağlamışsındır.