-
شربتی که به ز خون اوست ریخت ** این زمان همچون زنان از ما گریخت
- Onun kanından daha değerli olan şarabı döktü de kadınlar gibi bizden kaçıp da gizlendi.
-
لیک جان از دست من او کی برد ** گیر همچون مرغ بالا بر پرد
- Fakat tut ki bir kuş gibi uçsun, benim elimden nerde canını kurtaracak?
-
تیر قهر خویش بر پرش زنم ** پر و بال مردریگش بر کنم
- Kahır okumla kanadını kırar, onun arda kalası kanadını koparırım.
-
گر رود در سنگ سخت از کوششم ** از دل سنگش کنون بیرون کشم
- Benden kaçıp da bir katı taşın içine girse, gizlense yine onu tutar, o taşın içinden çıkarırım.
-
من برانم بر تن او ضربتی ** که بود قوادکان را عبرتی 3560
- Ona bir kılıç çalayım da bütün kaltabanlara ibret olsun!
-
با همه سالوس با ما نیز هم ** داد او و صد چو او این دم دهم
- Herkese yobazlık satsın, bu yetmiyormuş gibi bir de bize satmaya kalkışsın ha! Onun da cezasını şimdicik vereceğim, onun gibi yüz tanesinin de.
-
خشم خونخوارش شده بد سرکشی ** از دهانش می بر آمد آتشی
- Öyle kızmış, öyle kan dökülücüğü tutmuş ki ağzından ateş püskürüyordu.
-
دو بار دست و پای امیر را بوسیدن و لابه کردن شفیعان و همسایگان زاهد
- Zahidin komşulariyle şefaatçilerinin ikinci defa olarak beyin eline, ayağına kapanarak yalvarmaları
-
آن شفیعان از دم هیهای او ** چند بوسیدند دست و پای او
- O şefaatçiler, onun o hay hayına karşı birçok defalar elini, ayağını öpüp,
-
کای امیر از تو نشاید کین کشی ** گر بشد باده تو بیباده خوشی
- Dediler ki: A beyim, sana kin gütmek yaraşmaz. Şarap dökülüp gittiyse ne çıkar? Sen şarapsız da hoşsun.
-
باده سرمایه ز لطف تو برد ** لطف آب از لطف تو حسرت خورد 3565
- Şarap, neşe sermayesini senden alır. Suyun letafeti senin letafetine imrenir.