English    Türkçe    فارسی   

5
3709-3718

  • نه به وقت شهوتت باشد عثار  ** که رود عقل چو کوهت کاه‌وار 
  • Ne istek zamanı bir hataya düşüyorsun, dağ gibi aklın saman gibi uçuyor..
  • نه به وقت خشم و کینه صبرهات  ** سست گردد در قرار و در ثبات  3710
  • Ne öfke ve kin zamanı sabrın gevşeyip karar ve sebatını terk ediyor!
  • مردی این مردیست نه ریش و ذکر  ** ورنه بودی شاه مردان کیر خر 
  • Erlik budur işte. Yoksa adam, sakalla, aletle adam olmaz, öyle olsaydı eşeğin aleti erlerin padişahı olurdu.
  • حق کرا خواندست در قرآن رجال  ** کی بود این جسم را آنجا مجال 
  • Tanrı, Kur'anda kimlere er dedi? Nerde bu beden, oraya varacak?
  • روح حیوان را چه قدرست ای پدر  ** آخر از بازار قصابان گذر 
  • Babacığım, hayvan ruhunun ne değeri var? Kasapların pazarından geç de gör.
  • صد هزاران سر نهاده بر شکم  ** ارزشان از دنبه و از دم کم 
  • Yüz binlerce baş, gövde üstüne konmuştur. Değerlerini yağdan, kuyruktan kıyas et.
  • روسپی باشد که از جولان کیر  ** عقل او موشی شود شهوت چو شیر  3715
  • Orospu olur ki aletin dönüp dolaşması yüzünden aklı fareye döner, şehveti aslana.
  • وصیت کردن پدر دختر را کی خود را نگهدار تا حامله نشوی از شوهرت 
  • Bir babanın, kızına "Kendini koru, kocandan gebe kalma" diye tembihte bulunması
  • خواجه‌ای بودست او را دختری  ** زهره‌خدی مه‌رخی سیمین‌بری 
  • Zengin bir adam vardı. Bu adamın da zühre yanaklı, ay yüzlü, gümüş bedenli bir kızı vardı.
  • گشت بالغ داد دختر را به شو  ** شو نبود اندر کفائت کفو او 
  • Kız, kendini bildi, babası onu kocaya verdi. Fakat kocası kızın dengi değildi.
  • خربزه چون در رسد شد آبناک  ** گر بنشکافی تلف گردد هلاک 
  • Kavun, karpuz oldu, sulandı mı yarmazsan telef olur gider.