-
گفت عیاضی نود بار آمدم ** تن برهنه بوک زخمی آیدم 3780
- Ayyazi dedi ki: Tam doksan kere belki yaralanırım diye,
-
تن برهنه میشدم در پیش تیر ** تا یکی تیری خورم من جایگیر
- Çırılçıplak savaşa girdim, okların önüne gittim, belki birisi gelir saplanır dedim.
-
تیر خوردن بر گلو یا مقتلی ** در نیابد جز شهیدی مقبلی
- Fakat boğaza, yahut can alacak bir yere ok isabeti, devlet sahibi bir şehitten başkasına nasip olmuyor.
-
بر تنم یک جایگه بیزخم نیست ** این تنم از تیر چون پرویز نیست
- Vücudumda yaralanmadık bir tek yer yok. Bedenim, oktan kalbur gibi delik deşik oldu.
-
لیک بر مقتل نیامد تیرها ** کار بخت است این نه جلدی و دها
- Fakat bu ne yiğitlik, ne de zekâ işi. Baht işi bu, Bir türlü can alacak bir yerime ok isabet etmedi.
-
چون شهیدی روزی جانم نبود ** رفتم اندر خلوت و در چله زود 3785
- Şehitliğin kısmet olmadığını anlayınca halvete gittim, çileye girdim.
-
در جهاد اکبر افکندم بدن ** در ریاضت کردن و لاغر شدن
- Kendimi büyük savaşa attım, riyazata, zayıflamaya koyuldum.
-
بانگ طبل غازیان آمد به گوش ** که خرامیدند جیش غزوکوش
- Halvetteyken kulağıma gazilerin savaşa giderken çaldıkları davul sesleri geldi.
-
نفس از باطن مرا آواز داد ** که به گوش حس شنیدم بامداد
- Sabah çağıydı, can kulağımla duydum, nefsim, içimden seslendi.
-
خیز هنگام غزا آمد برو ** خویش را در غزو کردن کن گرو
- Kalk, savaş zamanı geldi, yürü. Kendini savaşa at.