-
شاه موصل دید پیگار مهول ** پس فرستاد از درون پیشش رسول
- Musul padişahı, bu korkunç savaşı görünce içeriden bir elçi göndererek,
-
که چه میخواهی ز خون مؤمنان ** کشته میگردند زین حرب گران
- Müslümanların kanını dökmekten maksadın ne? Bu şiddetli savaşta ölüp gidiyorlar. Meramın nedir?
-
گر مرادت ملک شهر موصلست ** بیچنین خونریز اینت حاصلست 3845
- Maksadın, Musul şehrini almaksa böyle kan dökmeden de olur bu iş.
-
من روم بیرون شهر اینک در آ ** تا نگیرد خون مظلومان ترا
- Ben şehirden çıkayım gel, sen gir. Tek mazlumların kanı, seni tutmasın.
-
ور مرادت مال و زر و گوهرست ** این ز ملک شهر خود آسانترست
- Yok, muradın mal, altın ve mücevherse bunu, bu şehirden almak, zaten kolay bir şey dedi.
-
ایثار کردن صاحب موصل آن کنیزک را بدین خلیفه تا خونریز مسلمانان بیشتر نشود
- Müslümanların kanları daha fazla dökülmesin diye Musul padişahının, o cariyeyi halifeye bağışlaması
-
چون رسول آمد به پیش پهلوان ** داد کاغذ اندرو نقش و نشان
- Elçi, o erin huzuruna gelince er, cariyenin resmîni verdi.
-
بنگر اندر کاغذ این را طالبم ** هین بده ورنه کنون من غالبم
- Bu kâğıda bak dedi, bunu istiyorum. Derhal teslim etsin, yoksa ben üstünüm.
-
چون رسول آمد بگفت آن شاه نر ** صورتی کم گیر زود این را ببر 3850
- Elçi gelip maksadı söyleyince o erkek padişah dedi ki: Bu suret eksik olsun, tez götür.
-
من نیم در عهد ایمان بتپرست ** بت بر آن بتپرست اولیترست
- Ben, iman ahdında puta tapanlardan değilim. Putun, puta tapanda olması daha doğru.
-
چونک آوردش رسول آن پهلوان ** گشت عاشق بر جمالش آن زمان
- Elçi, kızı getirince o yiğit er, derhal âşık oldu.