-
کرد مردی از سخندانی سال ** حق و باطل چیست ای نیکو مقال
- Birisi, bilir bir adama sordu: A sözü güzel er, hak nedir, bâtıl ne?
-
گوش را بگرفت و گفت این باطلست ** چشم حقست و یقینش حاصلست
- O er, adamın kulağını tutup bu bâtıldır dedi, gözse haktır onun her şeye yakîni vardır.
-
آن به نسبت باطل آمد پیش این ** نسبتست اغلب سخنها ای امین
- O, yani duymak, buna nispetle bâtıldır. emin kişi, sözlerin çoğu da nispetten ibarettir.
-
ز آفتاب ار کرد خفاش احتجاب ** نیست محجوب از خیال آفتاب 3910
- Yarasa güneşten gizlenir, perde ardına girerse güneşin hayalinden gizlenmiş değildir.
-
خوف او را خود خیالش میدهد ** آن خیالش سوی ظلمت میکشد
- Korku, ona bir hayal verir. İşte o hayal, onu karanlığa çeker.
-
آن خیال نور میترساندش ** بر شب ظلمات میچفساندش
- Nur hayali, onu korkutur da karanlık gecelere sarılmasına sebep olur.
-
از خیال دشمن و تصویر اوست ** که تو بر چفسیدهای بر یار و دوست
- Sen, düşmanın hayali ve tasavvuru yüzünden sevgiliye ve dosta sarılmışsındır.
-
موسیا کشفت لمع بر که فراشت ** آن مخیل تاب تحقیقت نداشت
- Ey Musa sana keşfedilen tecelli nurları, dağa vurdu. Fakat o hayaller kuran dağ, senin hakikatinin ziyasına tahammül edemedi.
-
هین مشو غره بدانک قابلی ** مر خیالش را و زین ره واصلی 3915
- Kendine gel de hayaline kabiliyetim var diye gururlanma, bu yoldan hakikate ulaşacağını umma.
-
از خیال حرب نهراسید کس ** لا شجاعه قبل حرب این دان و بس
- Savaş hayalinden kimse korkmaz. Savaştan önce yiğitlik yoktur; bunu bil, kâfi.