-
لذت تخصیص تو وقت خطاب ** آن کند که ناید از صد خم شراب
- Hitap ettiğin zaman senin hususiyetinin lezzeti, insanı, öyle bir sarhoş eder ki, yüz küp şarap insanı öyle sarhoş edemez.
-
چونک مستم کردهای حدم مزن ** شرع مستان را نبیند حد زدن
- Mademki beni sarhoş ettin, had vurma bana. Şeriat, sarhoşlara had vurmaz.
-
چون شوم هشیار آنگاهم بزن ** که نخواهم گشت خود هشیار من
- Aklım başıma gelsin de o vakit döv. Zaten ben ayılmayı istemiyorum ki.
-
هرکه از جام تو خورد ای ذوالمنن ** تا ابد رست از هش و از حد زدن
- Ey lütuflar ve ihsanlar sahibi Tanrı, senin şarabını içen, ebedî olarak aklından da kurtuldu gitti, had vurulmasından da.
-
خالدین فی فناء سکرهم ** من تفانی فی هواکم لم یقم 4205
- Onlar, sarhoşluklarının verdiği yoklukta ebedi olarak kalırlar. Sizin sevginizde yok olan gayri ayılıp kalkamaz.
-
فضل تو گوید دل ما را که رو ** ای شده در دوغ عشق ما گرو
- İhsanın bize yürü der, yürü ey aşkımızın ayranına kapılmış olan!
-
چون مگس در دوغ ما افتادهای ** تو نهای مست ای مگس تو بادهای
- Sinek gibi ayranımıza düşmüşsün.. Sen, sarhoş değilsin ey sinek, şarabın ta kendisisin.
-
کرگسان مست از تو گردند ای مگس ** چونک بر بحر عسل رانی فرس
- Ey sinek, gerkesler, senden sarhoş olurlar. Çünkü sen, bal denizine at sürmüşsün.
-
کوهها چون ذرهها سرمست تو ** نقطه و پرگار و خط در دست تو
- Dağlar, zerreler gibi senin sarhoşundur. Nokta da senin elindedir, pergel de, çizgi de.
-
فتنه که لرزند ازو لرزان تست ** هر گرانقیمت گهر ارزان تست 4210
- Halkın titrediği fitne, senden titrer.. Her değerli mücevher, sence ucuzdan ucuzdur.