-
کوهها چون ذرهها سرمست تو ** نقطه و پرگار و خط در دست تو
- Dağlar, zerreler gibi senin sarhoşundur. Nokta da senin elindedir, pergel de, çizgi de.
-
فتنه که لرزند ازو لرزان تست ** هر گرانقیمت گهر ارزان تست 4210
- Halkın titrediği fitne, senden titrer.. Her değerli mücevher, sence ucuzdan ucuzdur.
-
گر خدا دادی مرا پانصد دهان ** گفتمی شرح تو ای جان و جهان
- Tanrı, bana beş yüz ağız verseydi de ey can ve ey cihan, seni anlatsaydım.
-
یک دهان دارم من آن هم منکسر ** در خجالت از تو ای دانای سر
- Halbuki bir ağzım var, o da ey sırları bilen Tanrı, senden utancından kırık dökük!
-
منکسرتر خود نباشم از عدم ** کز دهانش آمدستند این امم
- Fakat yokluktan daha kırık dökük olmam ya.. Bunca ümmetler, onun ağzından zuhur etti.
-
صد هزار آثار غیبی منتظر ** کز عدم بیرون جهد با لطف و بر
- Yüzlerce gayb eserleri, Tanrı'nın lütuf ve ihsa-niyle yokluktan dışarı çıkmayı beklemede.
-
از تقاضای تو میگردد سرم ** ای ببرده من به پیش آن کرم 4215
- Ey keremine kurban olduğum Tanrı, başım, senin havanla dönmede.
-
رغبت ما از تقاضای توست ** جذبهی حقست هر جا رهروست
- Sana rağbetimiz, senin dileğinle oluyor. Nerde bir yol yürüyen varsa onu Tanrı cezbesi çekmektedir.
-
خاک بیبادی به بالا بر جهد ** کشتی بیبحر پا در ره نهد
- Hiç yel olmadan toprak havaya kalkar mı? Hiç deniz olmadan bir gemi, denize ayak atabilir mi?
-
پیش آب زندگانی کس نمرد ** پیش آبت آب حیوانست درد
- Abıhayat önünde kimse ölmez.. Halbuki abıhayat, senin suyunun yanında bir tortudan ibarettir.