-
خاصه این آتش که جان آبهاست ** کار پروانه به عکس کار ماست
- Hele şu suların bile canı olan ateş yok mu? Pervanenin işi bizim işimizin aksi.
-
او ببینند نور و در ناری رود ** دل ببیند نار و در نوری شود
- O nur görür ateşe atılır, gönül de ateş görür, nura dalar.
-
این چنین لعب آمد از رب جلیل ** تا ببینی کیست از آل خلیل
- Ulu Allah’nın, Halil evladı kimdir, göresin diye böyle oyunları vardır.
-
آتشی را شکل آبی دادهاند ** واندر آتش چشمهای بگشادهاند 445
- Ateşe su şeklini vermişler, ateşin içinde de bir kaynaktır coşturmuşlardır.
-
ساحری صحن برنجی را به فن ** صحن پر کرمی کند در انجمن
- Bir büyücü büyüsüyle bir topluluk içinde pirinçle dolu sahanı, akreplerle dolu gösterir.
-
خانه را او پر ز کزدمها نمود ** از دم سحر و خود آن کزدم نبود
- Evi, büyüsü ve nefesiyle akreplerle dolmuş gösterir ama onlar, sahici akrep değildir ki.
-
چونک جادو مینماید صد چنین ** چون بود دستان جادوآفرین
- Büyücü bunun gibi yüzlerce hüner gösterdikten sonra artık düşün, büyücüyü yaratan, neler yapmaz?
-
لاجرم از سحر یزدان قرن قرن ** اندر افتادند چون زن زیر پهن
- Hasılı Allah büyüsü ile zaman, zaman nice kişiler, karı gibi alta yatmışlardır!
-
ساحرانشان بنده بودند و غلام ** اندر افتادند چون صعوه به دام 450
- Büyücüler ona kuldur, köledir. Hepsi de yont kuşu gibi tuzağa düşmüşlerdir.
-
هین بخوان قرآن ببین سحر حلال ** سرنگونی مکرهای کالجبال
- Kendine gel de dalgalara benzer hilelerin nasıl baş aşağı olduğunu Kuran’ı okuyup anla, sihri halali gör.