English    Türkçe    فارسی   

5
521-530

  • لاجرم او زود استغفار کرد  ** وآن لعین از توبه استکبار کرد 
  • Hasılı Adem çabucak tövbe etti, halbuki o melun, tövbe etmeye tenezzül etmedi.
  • حرص حلق و فرج هم خود بدرگیست  ** لیک منصب نیست آن اشکستگیست 
  • Boğaz ve cima hırsı da kötüdür. Fakat mevki hırsı olmadıkça yine de sınıklıdır.
  • بیخ و شاخ این ریاست را اگر  ** باز گویم دفتری باید دگر 
  • Bu mevki hırsının kökünü dalını söylemeye kalkışırsam bir başka cilt lazımdır.
  • اسپ سرکش را عرب شیطانش خواند  ** نی ستوری را که در مرعی بماند 
  • Arap serkeş ata Şeytan dedi, yazıda yayılan ata değil.
  • شیطنت گردن کشی بد در لغت  ** مستحق لعنت آمد این صفت  525
  • Şeytanlık lügatta baş çekmedir. Bu sıfat lanete layıktır.
  • این جهان محدود و آن خود بی حدست ** نقش و صورت پیش آن معنی سدست
  • Bir sofranın çevresine yüz tane adam oturur, yer. Fakat baş olmak isteyen iki adam dünyaya sığamaz.
  • آن نخواهد کین بود بر پشت خاک  ** تا ملک بکشد پدر را ز اشتراک 
  • O, dünya yüzünde bunun bulunmasını istemez. Hatta padişah padişahlığıma ortak olur diye babasını bile öldürür.
  • آن شنیدستی که الملک عقیم  ** قطع خویشی کرد ملکت‌جو ز بیم 
  • Duymuşsundur ya saltanat kısırdır derler. Padişahlık davasında olan, korkusundan akrabalığı filan hep keser, hepsinden vazgeçer.
  • که عقیمست و ورا فرزند نیست  ** هم‌چو آتش با کسش پیوند نیست 
  • Çünkü, saltanat kısırdır, onun oğlu yoktur. Ateş gibi kimseyle dostluğu olamaz.
  • هر چه یابد او بسوزد بر درد  ** چون نیابد هیچ خود را می‌خورد  530
  • Kimi bulursa yakar, yırtar. Kimseyi bulamazsa kendi kendisini yer.