-
عقدهای که آن بر گلوی ماست سخت ** که بدانی که خسی یا نیکبخت
- Asıl boğazımızdaki çözülmez düğüm şudur: Sen kendini bil, bakalım, aşağılık bir adam mısın, yoksa bahtı yaver bir adam mı?
-
حل این اشکال کن گر آدمی ** خرج این کن دم اگر آدمدمی
- Adamsan bu müşkülü çöz. İnsan nefsine sahipsen nefsini bu yolda sarf et.
-
حد اعیان و عرض دانسته گیر ** حد خود را دان که نبود زین گزیر
- Ayan ve arazı bildin tut, ne çıkar? Asıl, kendi haddini bil ki bundan kaçıp kurtulmaya imkan yok.
-
چون بدانی حد خود زین حدگریز ** تا به بیحد در رسی ای خاکبیز 565
- Kendi haddini bilince de artık bu hadden kaç da ey toprak eleyen, hadsiz aleme ulaş.
-
عمر در محمول و در موضوع رفت ** بیبصیرت عمر در مسموع رفت
- Ömrün mahmul ve mevzu derdiyle geçti. Gözün açılmadı, hayatın, duyduğun şeylerle geçip gitti.
-
هر دلیلی بینتیجه و بیاثر ** باطل آمد در نتیجهی خود نگر
- Neticesiz ve tesirsiz olan her delil boş çıktı. Sen kendi neticene bak.
-
جز به مصنوعی ندیدی صانعی ** بر قیاس اقترانی قانعی
- Yapanı ancak yapılan şeylerle görebildin; iktirani kıyas’la kanaat ettin.
-
میفزاید در وسایط فلسفی ** از دلایل باز برعکسش صفی
- Filozof davasında delilleri çoğaltıp durur. Halbuki kalbi temiz Allah kulu, onun aksine delillere bakmaz bile.
-
این گریزد از دلیل و از حجاب ** از پی مدلول سر برده به جیب 570
- Delil ve hicaptan kaçar, delalet edilenin peşine düşer, başını yakasının içine çeker.
-
گر دخان او را دلیل آتشست ** بیدخان ما را در آن آتش خوشست
- Filozofa göre duman, ateşe delildir ama bizce dumansız olarak o ateşe atılmak daha hoştur.