-
بیهوا نهی از هوا ممکن نبود ** غازیی بر مردگان نتوان نمود
- Hava ve heves olmadıkça hava ve hevesten çekinin denmesi mümkün değildir. Ölülere gazilik taslanmaz ya!
-
انفقوا گفتست پس کسپی بکن ** زانک نبود خرج بیدخل کهن
- “Yoksullara verin onları doyurun “ denmiştir, şu halde kazan. Çünkü elinde eskiden kazandığın bir şey olmadıkça harcayamazsın ki.
-
گر چه آورد انفقوا را مطلق او ** تو بخوان که اکسبوا ثم انفقوا 580
- Gerçi o mutlak olarak “Yoksulları doyurun” demiştir ama sen “Kazanın da sonra yoksulları doyurun” diye oku’
-
همچنان چون شاه فرمود اصبروا ** رغبتی باید کزان تابی تو رو
- Yine böyle o padişah “Sabredin” buyurdu. Bir istek olmalı ki ondan yüz çeviresin.
-
پس کلوا از بهر دام شهوتست ** بعد از آن لاتسرفوا آن عفتست
- “Yeyin” emri şehvet için bir tuzaktır, ondan sonra gelen “İsraf etmeyin” emriyse temizliktir.
-
چونک محمول به نبود لدیه ** نیست ممکن بود محمول علیه
- Şehvet olmasa ondan kaçınmaya imkan olabilir mi?
-
چونک رنج صبر نبود مر ترا ** شرط نبود پس فرو ناید جزا
- Sabretme ezasına uğramadıkça karşılığında bir hayır ve mükafat elde edemezsin.
-
حبذا آن شرط و شادا آن جزا ** آن جزای دلنواز جانفزا 585
- Ne hoştur o şart ve ne sevinçli şeydir o mükafat. O gönüller açan, canlara canlar katan mükafat!
-
در بیان آنک ثواب عمل عاشق از حق هم حق است
- Aşıkın Allah’dan kazandığı sevap da Allah’dır
-
عاشقان را شادمانی و غم اوست ** دستمزد و اجرت خدمت هم اوست
- Aşıkların neşesi de odur, gamı da, hizmetlerine karşılık aldıkları ücret de.
-
غیر معشوق ار تماشایی بود ** عشق نبود هرزه سودایی بود
- Aşık, sevgiliden başkasını seyre dalarsa bu, aşk değildir, aslı yok bir sevdadır.