- 
		    زانک منزلهای خشکی ز احتیاط  ** هست دهها و وطنها و رباط 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Çünkü kuruluk menzillerinde ihtiyat için köyler vardır, yurtlar vardır, konaklar vardır. 
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    باز منزلهای دریا در وقوف  ** وقت موج و حبس بیعرصه و سقوف 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Deniz konakları da durup dinlenmeyen, sahası ve tavanı olmayan dalgalanmalardır. 
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   نیست پیدا آن مراحل را سنام  ** نه نشانست آن منازل را نه نام    805
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - O menzillerin nişanesi adı sanı yoktur.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    هست صد چندان میان منزلین  ** آن طرف که از نما تا روح عین 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Nebat aleminden sırf ruh alemine kadar her iki konak arasında bunlar gibi yüzlerce konak vardır. 
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    در فناها این بقاها دیدهای  ** بر بقای جسم چون چفسیدهای 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Yokluklarda bu varlığı gördün de nasıl beden varlığına böyle yapıştın? 
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    هین بده ای زاغ این جان باز باش  ** پیش تبدیل خدا جانباز باش 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Kendine gel ey kuzgun, kendine gel de şu canı ver, doğan kuşu ol. Tanrı’nın halden hale döndürmesi karşısında canınla başınla oyna.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    تازه میگیر و کهن را میسپار  ** که هر امسالت فزونست از سه پار 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Yeniyi al, eskiyi bırak. Çünkü her yılın, geçen üç yıldan daha artıştır daha üstün.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   گر نباشی نخلوار ایثار کن  ** کهنه بر کهنه نه و انبار کن    810
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - Hurma fidanı gibi ihsan sahibi olamazsam var, eskiyi eskiye kat ambarına yığ! 
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    کهنه و گندیده و پوسیده را  ** تحفه میبر بهر هر نادیده را 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - O eski, kokmuş ve pörsümüş şeyi körlere hediye et. 
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    آنک نو دید او خریدار تو نیست  ** صید حقست او گرفتار تو نیست 
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Yeniyi gören seni almaz. O Tanrı’ya av olur, sana tutulmaz.