آهو از وحشت به هر سو میگریخت ** او به پیش آن خران شب کاه ریخت 835
Ceylan, ürkekliğinden her yana kaçmakta idi. Avcı, geceleyin eşeklere saman veriyordu.
از مجاعت و اشتها هر گاو و خر ** کاه را میخورد خوشتر از شکر
Her öküz, her eşek, açlığından samanı şeker gibi yiyor, şekerden de hoş buluyordu.
گاه آهو میرمید از سو به سو ** گه ز دود و گرد که میتافت رو
Ceylan, gah bir yandan bir yana kaçıyor, gah tozdan, dumandan yüzünü çeviriyordu.
هرکرا با ضد خود بگذاشتند ** آن عقوبت را چو مرگ انگاشتند
Kimi, zıddı ile bir araya koyarlarsa onu, ölüm azabına uğratmış olurlar.
تا سلیمان گفت که آن هدهد اگر ** هجر را عذری نگوید معتبر
Süleyman da Hüthüt, gitmeye mecbur olduğuna dair kabul edilebilecek bir özür getirmezse,
بکشمش یا خود دهم او را عذاب ** یک عذاب سخت بیرون از حساب 840
Ya onu öldürürüm yahut da sayıya gelmez bir azaba uğratırım demişti.
هان کدامست آن عذاب این معتمد ** در قفص بودن به غیر جنس خود
Ey güvenilir kişi, düşün, o azap hangi azap? Kendi cinsinden olmayanlarla bir kafese kapatılmak!
زین بدن اندر عذابی ای بشر ** مرغ روحت بسته با جنسی دگر
Ey insan, bu kafeste azap içindesin. Can kuşun, seninle cins olmayanlara tutulmuş.
روح بازست و طبایع زاغها ** دارد از زاغان و چغدان داغها
Ruh, doğan kuşudur, tabiatlarsa kuzgundur. Doğan kuşu, kuzgunlarla baykuşlardan yaralanır.
او بمانده در میانشان زارزار ** همچو بوبکری به شهر سبزوار
İşte can kuşu da, Sebzvar şehrindeki Ebubekir gibi onların arasında zari, zari ağlayıp inleyerek kalakalmıştır.
حکایت محمد خوارزمشاه کی شهر سبزوار کی همه رافضی باشند به جنگ بگرفت اما جان خواستند گفت آنگه امان دهم کی ازین شهر پیش من به هدیه ابوبکر نامی بیارید
Muhammed Harzemşah’ın halkı tamamiyle Rafızi olan Sebzvarı savaşla alması, şehirlilerin aman dilemeleri, padişahın bu şehirden bana Ebubekir adlı birisini armağan verirseniz canınızı bağışlarım demesi