-
سنبل و لاله و سپرغم نیز هم ** با هزاران ناز و نفرت خوردهام 920
- Ben, sümbülü, laleyi, reyhanı bile binlerce nazla ve istemeyerek yerdim dedi.
-
گفت آری لاف میزن لافلاف ** در غریبی بس توان گفتن گزاف
- Eşek, evet dedi, söylen, mırıldan. Gariplikle çok saçma şeyler söylenebilir.
-
گفت نافم خود گواهی میدهد ** منتی بر عود و عنبر مینهد
- Ceylan dedi ki: Göbeğim, sözlerime tanıklık etmede. Öd ağacı ile ambere bile ehemmiyet vermemede.
-
لیک آن را کی شنود صاحبمشام ** بر خر سرگینپرست آن شد حرام
- Fakat koku almayan, bunları nereden duyacak? Pisliğe tapan eşeğe o koku haramdır.
-
خر کمیز خر ببوید بر طریق ** مشک چون عرضه کنم با این فریق
- Eşek, yolda eşek pisliğini koklar. Bu çeşit mahluklara miski nasıl sunabilirim?
-
بهر این گفت آن نبی مستجیب ** رمز الاسلام فیالدنیا غریب 925
- O şefaatçi peygamber, bu yüzden “İslam dünyada gariptir” remzini söylemiştir.
-
زانک خویشانش هم از وی میرمند ** گرچه با ذاتش ملایک همدمند
- Çünkü zati, meleklerle hem dem olmakla beraber akrabaları bile ondan kaçarlar.
-
صورتش را جنس میبینند انام ** لیک از وی مینیابند آن مشام
- Halk onun suretine bakar, onu kendilerine cins sanır ama ondaki kokuyu duymaz.
-
همچو شیری در میان نقش گاو ** دور میبینش ولی او را مکاو
- Öküz suretindeki aslan gibi. Onu uzaktan görürsün ama içini deşmeye kalkışma.
-
ور بکاوی ترک گاو تن بگو ** که بدرد گاو را آن شیرخو
- Deşersen ten öküzünü terk et. Çünkü o aslan huylu, öküzü paralar.