-
گر مکیسی کردیی در بیع بیش ** دادمی من جمله ملک و مال خویش
- Eğer satışta biraz daha nekeslik etseydin bütün malımı mülkümü verirdim.
-
ور مکاس افزودیی من ز اهتمام ** دامنی زر کردمی از غیر وام
- Daha ziyade üstüne düşseydin başkalarından bir etek dolusu altın borç alır, onu da verirdim.
-
سهل دادی زانک ارزان یافتی ** در ندیدی حقه را نشکافتی 1045
- Fakat bedava buldun da ucuz verdin. Hokkayı açıp da içindeki inciyi görmedin.
-
حقه سربسته جهل تو بداد ** زود بینی که چه غبنت اوفتاد
- Cahilliğinden üstü kapalın okkayı verdin, yakında görürsün sen ne zarara girdin!
-
حقهی پر لعل را دادی به باد ** همچو زنگی در سیهرویی تو شاد
- Lâl dolu hokkayı yele verdin. Zenci gibi kara yüzlü oluşuna da seviniyorsun.
-
عاقبت وا حسرتا گویی بسی ** بخت ودولت را فروشد خود کسی
- Sonunda çok eyvah dersin. Hiçbir kimse bahtı, devleti satar mı?
-
بخت با جامهی غلامانه رسید ** چشم بدبختت به جز ظاهر ندید
- Baht sana köle elbiselerini bürünmüş de gelmişti. Fakat talihsiz gözün, zâhirden başka bir şey görmedi ki.
-
او نمودت بندگی خویشتن ** خوی زشتت کرد با او مکر و فن 1050
- O sana kulluğunu gösterdi, fakat çirkin huyun onunla hileye, düzene girişti.
-
این سیهاسرار تناسپید را ** بتپرستانه بگیر ای ژاژخا
- A herzevekil bu bedeni ak, gönlü kara köleyi puta taparcasına al bakalım.
-
این ترا و آن مرا بردیم سود ** هین لکم دین ولی دین ای جهود
- Bu senin, o da benim. İkimiz kârlıyız a kâfir. Senin dinin senin, benimki benim!