-
نه چنان شیری که کس تیرش زند ** بل ز بیمش تیغ و پیکان بشکند 1190
- Fakat okla vurulan aslan gibi bir aslan değil, korkusundan kılıçların temrenlerin kırıldığı bir aslan!
-
کور بر اشکم رونده همچو مار ** چشمها بگشاد در باغ و بهار
- Yılan gibi karnı üstünde sürünüp giden bir körün gözü açılır, bağı, baharı görürse ne olur?
-
چون بود آن چون که از چونی رهید ** در حیاتستان بیچونی رسید
- Mahiyet ve keyfiyetten kurtulan, keyfiyetsizliğin ebedi hayat yurduna ulaşan birisi nasıl olur?
-
گشت چونیبخش اندر لامکان ** گرد خوانش جمله چونها چون سگان
- Mekansızlık yurduna mahiyet ve keyfiyet bağışlayan bir hale gelir, bütün keyfiyet ve mahiyetler, köpekler gibi sofrasının etrafına toplanırsa.
-
او ز بیچونی دهدشان استخوان ** در جنابت تن زن این سوره مخوان
- Keyfiyetsizlik âleminden onlara kemik verirse ne olur? Cenabetken sus, bu sûreyi okuma.
-
تا ز چونی غسل ناری تو تمام ** تو برین مصحف منه کف ای غلام 1195
- Keyfiyetten gusül edip, tamamı ile yıkanıp arınmadıkça sen bu musafa dokunma oğlum.
-
گر پلیدم ور نظیفم ای شهان ** این نخوانم پس چه خوانم در جهان
- Fakat ey padişahlar, pis olayım, temiz olayım, âlemde bunu okumayayım da neyi okuyayım?
-
تو مرا گویی که از بهر ثواب ** غسل ناکرده مرو در حوض آب
- Sen bana sevaba girmem için diyorsun ki yıkanıp arınmadan su havuzuna girme.
-
از برون حوض غیر خاک نیست ** هر که او در حوض ناید پاک نیست
- Fakat havuzun dışında topraktan başka bir şey yok. Havuza girmeyen temizlenemiyor.
-
گر نباشد آبها را این کرم ** کو پذیرد مر خبث را دم به دم
- Suyun bu lütuf ve keremi olmasa, her an pislikleri kabul edip temizlemese,