English    Türkçe    فارسی   

6
1190-1199

  • نه چنان شیری که کس تیرش زند  ** بل ز بیمش تیغ و پیکان بشکند  1190
  • Fakat okla vurulan aslan gibi bir aslan değil, korkusundan kılıçların temrenlerin kırıldığı bir aslan!
  • کور بر اشکم رونده هم‌چو مار  ** چشمها بگشاد در باغ و بهار 
  • Yılan gibi karnı üstünde sürünüp giden bir körün gözü açılır, bağı, baharı görürse ne olur?
  • چون بود آن چون که از چونی رهید  ** در حیاتستان بی‌چونی رسید 
  • Mahiyet ve keyfiyetten kurtulan, keyfiyetsizliğin ebedi hayat yurduna ulaşan birisi nasıl olur?
  • گشت چونی‌بخش اندر لامکان  ** گرد خوانش جمله چونها چون سگان 
  • Mekansızlık yurduna mahiyet ve keyfiyet bağışlayan bir hale gelir, bütün keyfiyet ve mahiyetler, köpekler gibi sofrasının etrafına toplanırsa.
  • او ز بی‌چونی دهدشان استخوان  ** در جنابت تن زن این سوره مخوان 
  • Keyfiyetsizlik âleminden onlara kemik verirse ne olur? Cenabetken sus, bu sûreyi okuma.
  • تا ز چونی غسل ناری تو تمام  ** تو برین مصحف منه کف ای غلام  1195
  • Keyfiyetten gusül edip, tamamı ile yıkanıp arınmadıkça sen bu musafa dokunma oğlum.
  • گر پلیدم ور نظیفم ای شهان  ** این نخوانم پس چه خوانم در جهان 
  • Fakat ey padişahlar, pis olayım, temiz olayım, âlemde bunu okumayayım da neyi okuyayım?
  • تو مرا گویی که از بهر ثواب  ** غسل ناکرده مرو در حوض آب 
  • Sen bana sevaba girmem için diyorsun ki yıkanıp arınmadan su havuzuna girme.
  • از برون حوض غیر خاک نیست  ** هر که او در حوض ناید پاک نیست 
  • Fakat havuzun dışında topraktan başka bir şey yok. Havuza girmeyen temizlenemiyor.
  • گر نباشد آبها را این کرم  ** کو پذیرد مر خبث را دم به دم 
  • Suyun bu lütuf ve keremi olmasa, her an pislikleri kabul edip temizlemese,