-
خلقت آدم چرا چل صبح بود ** اندر آن گل اندکاندک میفزود
- Neden Âdem’in yaratılışı kırk sabah sürdü, yavaş yavaş o balçığı insan haline getirdi?
-
نه چو تو ای خام که اکنون تاختی ** طفلی و خود را تو شیخی ساختی
- Allah, senin gibi aceleci değildir a ham adam. Sen, şimdi sıçrayıp koştun; çocuk olduğun halde kendini şeyh göstermedesin.
-
بر دویدی چون کدو فوق همه ** کو ترا پای جهاد و ملحمه
- Kabak gibi her şeyin üstüne çıktın. Nerede sen de savaşta direnecek ayak
-
تکیه کردی بر درختان و جدار ** بر شدی ای اقرعک هم قرعوار
- Ağaçlara, duvarlara dayandın, kabak gibi yukarı çıktın a kelceğiz!
-
اول ار شد مرکبت سرو سهی ** لیک آخر خشک و بیمغزی تهی 1220
- Önce bineğin, usul boylu selvidir ama sonunda kupkuru, içi boş bir hale gelirsin!
-
رنگ سبزت زرد شد ای قرع زود ** زانک از گلگونه بود اصلی نبود
- A su kabağı, yeşil rengin tez sararır, çünkü o renk iğreti bir boyadır, aslında yok ki.
-
داستان آن عجوزه کی روی زشت خویشتن را جندره و گلگونه میساخت و ساخته نمیشد و پذیرا نمیآمد
- Bir kocakarı çirkin suratındaki kılları yolar, yüzünü boyar,kızıllaştırırdı ama bir türlü olamazdı
-
بود کمپیری نودساله کلان ** پر تشنج روی و رنگش زعفران
- Doksan yaşında bir kocakarı vardı. Yüzü bumburuşuktu, rengi safran gibi sarıydı.
-
چون سر سفره رخ او توی توی ** لیک در وی بود مانده عشق شوی
- Yanağı, sofra altısının baş tarafları gibi kat kattı. Fakat erkek aşkından vazgeçmemişti.
-
ریخت دندانهاش و مو چون شیر شد ** قد کمان و هر حسش تغییر شد
- Dişleri dökülmüş, saçları süt gibi ağarmıştı. Boyu yay gibi bükülmüş, her duygusu değişmişti.
-
عشق شوی و شهوت و حرصش تمام ** عشق صید و پارهپاره گشته دام 1225
- Böyle olduğu halde koca isteği ve şehvet hırsı hâlâ yerindeydi. Erkek avlamaya aşkı vardı da tuzağı paramparça olmuştu.