- 
		    هیچ قلبی پیش او مردود نیست  ** زانک قصدش از خریدن سود نیست 
- Onun yanında hiçbir kalp red edilmez; çünkü alış verişten kâr beklemez ki.
- 
		  رجوع به داستان آن کمپیر 
- Kocakarının hikâyesi
- 
		    چون عروسی خواست رفتن آن خریف  ** موی ابرو پاک کرد آن مستخیف 
- O bunak sokağa bir gelin gibi çıkmak istedi; o azgın karı, kaşlarını yoldu.
- 
		    پیش رو آیینه بگرفت آن عجوز  ** تا بیاراید رخ و رخسار و پوز 
- Yanağını, yüzünü, ağzını güzelleştirip süslenmek için aynanın önüne oturdu.
- 
		   چند گلگونه بمالید از بطر  ** سفرهی رویش نشد پوشیدهتر    1270
- 1270.Yüzüne neşeyle birkaç kere allık sürdü; fakat pörsümüş suratını bir türlü boya tutmadı.
- 
		    عشرهای مصحف از جا میبرید  ** میبچفسانید بر رو آن پلید 
- Kuran’ın aşır başlarındaki tezhipleri kesti, pis mundar suratına yapıştırdı.
- 
		    تا که سفرهی روی او پنهان شود  ** تا نگین حلقهی خوبان شود 
- Bu suretle yüzünün buruşuklarını örtmek, güzeller halkasına yüzük taşı olmak istiyordu.
- 
		    عشرها بر روی هر جا مینهاد  ** چونک بر میبست چادر میفتاد 
- O tezhipli yerleri yapıştırdıkça yapıştırıyor, fakat çarşafını giydi mi hepsi yere düşüyordu.
- 
		    باز او آن عشرها را با خدو  ** میبچفسانید بر اطراف رو 
- Yine onları alıp tükürüklüyor, yüzüne yapıştırıyor,
- 
		   باز چادر راست کردی آن تکین  ** عشرها افتادی از رو بر زمین    1275
- Fakat yine çarşafına büründü mü hepsi, yere dökülüyordu.
- 
		    چون بسی میکرد فن و آن میفتاد  ** گفت صد لعنت بر آن ابلیس باد 
- Bir hayli çalıştı, çabaladı. Nihayet şeytana yüzlerce lânet dedi.