English    Türkçe    فارسی   

6
1354-1363

  • پر مساز از کاغذ و از که مپر  ** که در آن سودا بسی رفتست سر 
  • Kendine kâğıttan kanat yapıp dağdan uçmaya kalkışma. Bu sevdada niceler başından oldu.
  • گرچه آن صوفی پر آتش شد ز خشم  ** لیک او بر عاقبت انداخت چشم  1355
  • O sofi, kızgınlıktan ateşlendi, ateşe döndü ama işin sonuna göz attı.
  • اول صف بر کسی ماندم به کام  ** کو نگیرد دانه بیند بند دام 
  • Taneyi almayan ve tuzağı gören kişi, ilk saftan adım atar atmaz durur, ileri gitmez.
  • حبذا دو چشم پایان بین راد  ** که نگه دارند تن را از فساد 
  • İşin sonunu gören gözlere ne mutlu. Onlar, bedenin bozulup çürüyüşünü görürler.
  • آن ز پایان‌دید احمد بود کو  ** دید دوزخ را همین‌جا مو به مو 
  • Ahmed’in gözü de onu görmüş, cehennemi buradayken kıldan kıla seyretmişti.
  • دید عرش و کرسی و جنات را  ** تا درید او پرده‌ی غفلات را 
  • Arşı, kürsüyü, cennetleri görmüş, gaflet perdelerini yırtmıştı.
  • گر همی‌خواهی سلامت از ضرر  ** چشم ز اول بند و پایان را نگر  1360
  • Zarardan kurtulmak istiyorsan gözünü işin önünde kapa, sonuna bak.
  • تا عدمها ار ببینی جمله هست  ** هستها را بنگری محسوس پست 
  • Sona bak da yokları var gör, varları, duyguyla duyulan aşağılık bir şey bul.
  • این ببین باری که هر کش عقل هست  ** روز و شب در جست و جوی نیستست 
  • Bâri şunu gör:Akıllı olan herkes gece gündüz yoku aramadadır.
  • در گدایی طالب جودی که نیست  ** بر دکانها طالب سودی که نیست 
  • Yoksulluğa düşüp de cömertliği kim aramaz, dükkânlarda bir kâr elde etmeyi kim istemez?