-
قبله کردم من همه عمر از حول ** آن خیالاتی که گم شد در اجل
- Şaşkınlığımdan bütün ömrümce hayalleri kıble edindim, onlar da ecel gelince kaybolup gittiler der.
-
حسرت آن مردگان از مرگ نیست ** زانست کاندر نقشها کردیم ایست
- ölenlerin hasreti ölüm değildir. Neden suretlere kapıldık? Diye acınırlar.
-
ما ندیدیم این که آن نقش است و کف ** کف ز دریا جنبد و یابد علف 1455
- Bunların bir suretten, köpükten ibaret olduğunu görmedik. Halbuki köpük, denizden doğar, denizde gelişir ve hareket eder.
-
چونک بحر افکند کفها را به بر ** تو بگورستان رو آن کفها نگر
- Deniz , köpükleri karaya attı mı mezarlığa git de o köpükleri seyret!
-
پس بگو کو جنبش و جولانتان ** بحر افکندست در بحرانتان
- Nerde sizin hareketiniz, oynaşmanız? Deniz sizi mahvolmaya mı terk etti de.
-
تا بگویندت به لب نی بل به حال ** که ز دریا کن نه از ما این سال
- Onlar sana dille,dudakla değil de hal diliyle bu soruyu bize sorma, denize sor desinler.
-
نقش چون کف کی بجنبد بی ز موج ** خاک بی بادی کجا آید بر اوج
- Köpük gibi olan suret de dalga olmadan nasıl oynar? Yel olmadıkça toprak nasıl olur da havalanır?
-
چون غبار نقش دیدی باد بین ** کف چو دیدی قلزم ایجاد بین 1460
- Suret tozunu gördün ya, yeli de gör. Köpüğü gördün ya , icat denizini de seyret.
-
هین ببین کز تو نظر آید به کار ** باقیت شحمی و لحمی پود و تار
- Gör, gör ki sende yalnız bu görüş, bu bakış işe yarar.Bundan ötesini sorarsan yağsın, etsin, ilik ve sinirden ibaretsin.
-
شحم تو در شمعها نفزود تاب ** لحم تو مخمور را نامد کباب
- Fakat yağın mumları ışıklandırmaya yaramaz. Etin , sarhoşa kebap olmaz.