-
لاجرم استاد استادان صمد ** کارگاهش نیستی و لا بود
- Ustaların ustası Allah’nın da tezgâhı yokluktur.
-
هر کجا این نیستی افزونترست ** کار حق و کارگاهش آن سرست 1470
- Nerde yokluk fazlaysa orası Allah tezgâhıdır, Allah işi oradadır.
-
نیستی چون هست بالایین طبق ** بر همه بردند درویشان سبق
- Yokluk , en yüksek derece olduğundan yoksullar, oraya vardılar, ödülü aldılar.
-
خاصه درویشی که شد بی جسم و مال ** کار فقر جسم دارد نه سال
- Hele bedenini, malını yok etmiş derviş, hepsinden ileridir. Fakat iş beden yokluğundadır, dilencilikte değil.
-
سایل آن باشد که مال او گداخت ** قانع آن باشد که جسم خویش باخت
- Dilenci, malı bitmiş kişidir; kanaat sahibi ise, bedenine kıyan kişi.
-
پس ز درد اکنون شکایت بر مدار ** کوست سوی نیست اسپی راهوار
- Artık dertten şikâyet etme. Çünkü dert , insanı yokluğa sürüp götüren rahvan bir attır.
-
این قدر گفتیم باقی فکر کن ** فکر اگر جامد بود رو ذکر کن 1475
- Ben bu kadarını söyledim, ötesini sen düşün. Fikrin donmuşsa , düşünemiyorsan yürü, zikret.
-
ذکر آرد فکر را در اهتزاز ** ذکر را خورشید این افسرده ساز
- Zikir, fikri titretir, harekete getirir. Zikri bu donmuş fikre güneş yap.
-
اصل خود جذبه است لیک ای خواجهتاش ** کار کن موقوف آن جذبه مباش
- İşin aslı cezp eder. Fakat kardeş , işten kalıp o cezbeyi bekleme.
-
زانک ترک کار چون نازی بود ** ناز کی در خورد جانبازی بود
- Çünkü işi bırakmak , nazlanmaya benzer. Canıyla oynayan hiç nazlanabilir mi?