-
از یک اشکم چون رسد حر و سفیه ** چون یقین شد الولد سر ابیه
- Mademki hür kişiyle şaşkın kişi, bir karından doğmada, “Çocuk, babanın sırrıdır” sözü nasıl doğru oluyor?
-
وحدتی که دید با چندین هزار ** صد هزاران جنبش از عین قرار
- Binlerce suretle görünen birliği kim görmüştür? Daimî olarak duran bir varlıktan nasıl oluyor da yüz binlerce hareket meydana geliyor?
-
جواب گفتن آن قاضی صوفی را
- Kadının sofiye cevabı
-
گفت قاضی صوفیا خیره مشو ** یک مثالی در بیان این شنو
- Kadı dedi ki: Ey sofi, şaşırma. Bunu bir örnekle anlatacağım dinle!
-
همچنانک بیقراری عاشقان ** حاصل آمد از قرار دلستان
- Âşıkların kararsızlığı da sevgilinin karar ve sebatından ileri gelir.
-
او چو که در ناز ثابت آمده ** عاشقان چون برگها لرزان شده 1615
- O dağ gibi nazlanıp durur, âşıklar da yapraklar gibi titrerler.
-
خندهی او گریهها انگیخته ** آب رویش آب روها ریخته
- Onun gülüşü ağlamalar koparır, yüzünün suyu yüz sularını yerlere döker.
-
این همه چون و چگونه چون زبد ** بر سر دریای بیچون میطپد
- Bütün bu keyfiyetler, köpük gibi denizin üstünde oynar durur.
-
ضد و ندش نیست در ذات و عمل ** زان بپوشیدند هستیها حلل
- Fakat denizin zatında da bir zıttı, bir ortağı benzeri yoktur, işinde de. Varlıklar, varlık libaslarını ondan giyerler.
-
ضد ضد را بود و هستی کی دهد ** بلک ازو بگریزد و بیرون جهد
- Zıt, kendisine zıt olan şeye nasıl olur da varlık verir? Onu yaratması şöyle dursun belki ondan kaçar, uzaklaşır.
-
ند چه بود مثل مثل نیک و بد ** مثل مثل خویشتن را کی کند 1620
- Eş ne demektir? Misil demektir, iyinin kötünün misli. Misil kendisine misil yaratır mı hiç?