-
ترک را از لذت افسانهاش ** رفت از دل دعوی پیشانهاش
- Türk, onun masallarının lezzetinden giriştiği bahsi tamamen unuttu.
-
اطلس چه دعوی چه رهن چه ** ترک سرمستست در لاغ اچی
- Atlas neymiş, bahis neymiş, rehin ne? Türk, o terzi beyinin lâtifesine kapıldı gitti, âdeta sarhoş oldu, kendinden geçti.
-
لابه کردش ترک کز بهر خدا ** لاغ میگو که مرا شد مغتذا
- Allah için olsun, lâtifelerin canıma gıda oldu, gülünecek bir şey daha söyle diye yalvardı.
-
گفت لاغی خندمینی آن دغا ** که فتاد از قهقهه او بر قفا
- O hain gülünecek bir şey daha söyledi. Türk kahkahasından sırt üstü yere yıkıldı.
-
پارهای اطلس سبک بر نیفه زد ** ترک غافل خوش مضاحک میمزد 1700
- Gafil Türk, gülüp dururken terzi kumaştan bir parça daha çalıp gömleğinin yakasından koynuna soktu.
-
همچنین بار سوم ترک خطا ** گفت لاغی گوی از بهر خدا
- Hıta’lı Türk, üçüncü defa, Allah aşkına gülünç bir şey daha söyle dedi.
-
گفت لاغی خندمینتر زان دو بار ** کرد او این ترک را کلی شکار
- Terzi, ikinci lâtifesinden daha gülünç bir şey söyledi, Türkü tamamı ile avladı.
-
چشم بسته عقل جسته مولهه ** مست ترک مدعی از قهقهه
- Gözü kapanmış, aklı gitmiş şaşırmış kalmış, bahse giriştiği halde kahkahayla sarhoş olmuştu.
-
پس سوم بار از قبا دزدید شاخ ** که ز خندهش یافت میدان فراخ
- Bu sırada Türkün gülmesinden meydanı boş bulup kumaştan bir parça daha çaldı.
-
چون چهارم بار آن ترک خطا ** لاغ از آن استا همیکرد اقتضا 1705
- Hıta’lı Türk, ustadan dördüncü defa olarak yine gülünç bir şey isteyince,