-
خفض و رفع این زمین نوعی دگر ** نیم سالی شوره نیمی سبز و تر
- Şu yerin yücelip alçalışı da bir başka çeşittir. Yılın yarısında çorak bir hale gelir, yarısında yeşerir, tazeleşir.
-
خفض و رفع روزگار با کرب ** نوع دیگر نیم روز و نیم شب 1850
- Mihnetle dolu olan zamanın yücelip alçalması, büsbütün başka bir tarzdadır. Yirmi dört saatin yarısı günden olur, yarısı gece.
-
خفض و رفع این مزاج ممترج ** گاه صحت گاه رنجوری مضج
- Zıtlarla uzlaşan mizacın yükselmesi, alçalması da şudur: Gâh insan sıhhatli olur, gâh hastalanır, inler.
-
همچنین دان جمله احوال جهان ** قحط و جدب و صلح و جنگ از افتتان
- Dünyanın bütün hallerini böyle bil. Kıtlık, bolluk, barış, savaş, hep denemelerden meydana gelir.
-
این جهان با این دو پر اندر هواست ** زین دو جانها موطن خوف و رجاست
- Şu dünya, havada bu iki kanatla uçar. Canlar da bu ikisi yüzünden korku ve ümit yurtlarında yurt edinirler.
-
تا جهان لرزان بود مانند برگ ** در شمال و در سموم بعث و مرگ
- Böylece dünya, şimal rüzgârına benzeyen hayatla ve sam yeli gibi olan ölümle titrer durur.
-
تا خم یکرنگی عیسی ما ** بشکند نرخ خم صدرنگ را 1855
- Nihayet İsa’mızın tek renge boyayan birlik küpü yüzlerce renkli küpleri kırar.
-
کان جهان همچون نمکسار آمدست ** هر چه آنجا رفت بیتلوین شدست
- Çünkü o âlem, tuzlaya benzer. Oraya ne düşerse renkten arınır.
-
خاک را بین خلق رنگارنگ را ** میکند یک رنگ اندر گورها
- Toprağa bak. Çeşit, çeşit renkte bulunan insanları mezarlarda bir renge sokmada.
-
این نمکسار جسوم ظاهرست ** خود نمکسار معانی دیگرست
- Bu, görünen bedenlerin tuzlası, mâna âlemine ait tuzlaysa bundan tamamı ile ayrıdır.