-
گر نبودی با لبش نی را سمر ** نی جهان را پر نکردی از شکر
- Ney, onun dudakları ile hemdem olmasaydı âlemi şekerle doldurabilir miydi?
-
با کی خفتی وز چه پهلو خاستی ** که چنین پر جوش چون دریاستی
- Kiminle yattın, hangi tarafından kalktın da böyle deniz gibi coşup köpürmedesin?
-
یا ابیت عند ربی خواندی ** در دل دریای آتش راندی
- Yahut da “Ben rabbime konuk olurum” hâdisini okudun, ateş denizinin ta içine atıldın.
-
نعرهی یا نار کونی باردا ** عصمت جان تو گشت ای مقتدا
- Fakat “ey ateş, soğu” nârası, ey kendisine uyulan zat, senin canını korudu.
-
ای ضیاء الحق حسام دین و دل ** کی توان اندود خورشیدی به گل 2010
- Ey hak Ziyası, din ve gönlün Husam’ı! Hiç güneş, balçıkla sıvanır mı?
-
قصد کردستند این گلپارهها ** که بپوشانند خورشید ترا
- Bu toprak parçaları, senin güneşini örtmek istediler ama,
-
در دل که لعلها دلال تست ** باغها از خنده مالامال تست
- Dağların gönlündeki lâ’l madenleri, sana delâlet etmede. Bağlar, bahçeler, senin gülümsemelerinle dopdolu.
-
محرم مردیت را کو رستمی ** تا ز صد خرمن یکی جو گفتمی
- Senin erliğine mahrem olacak Rüstem nerede ki senin yüzlerce harmanından bir buğday tanesini söylemeye kalkayım.
-
چون بخواهم کز سرت آهی کنم ** چون علی سر را فرو چاهی کنم
- Senin sırrından bir ah etmek istersem ancak Ali gibi bir kuyuya gitmeli, kuyunun içine ah etmeliyim.
-
چونک اخوان را دل کینهورست ** یوسفم را قعر چه اولیترست 2015
- Kardeşlerin gönüllerinde kin olduğundan Yusuf’umun kuyu dibinde kalması daha iyi.