- 
		    ای بریده آن لب و حلق و دهان  ** که کند تف سوی مه یا آسمان 
- O göğe, aya tüküren dudağın, boğazın, ağzın kesilseydi keşke!
- 
		    تف برویش باز گردد بی شکی  ** تف سوی گردون نیابد مسلکی 
- Şüphe yok ki o tükürük, göğe çıkmaz, döner, senin suratına gelir.
- 
		   تا قیامت تف برو بارد ز رب  ** همچو تبت بر روان بولهب    2100
- “Ebuleheb’in ruhuna kıyamete kadar “Elleri kurusun” bedduası geldiği gibi o tükürük de kıyamete kadar Allah’dan, senin suratına gelir.
- 
		    طبل و رایت هست ملک شهریار  ** سگ کسی که خواند او را طبلخوار 
- Davulu var, bayrağı var, ülkesi var. Böyle bir padişaha hazır sofraya oturur diyen köpektir.
- 
		    آسمانها بندهی ماه ویاند  ** شرق و مغرب جمله نانخواه ویاند 
- Gökler, onun ayına kuldur. Doğu da ondan ekmek dilemektedir, batı da.
- 
		    زانک لولاکست بر توقیع او  ** جمله در انعام و در توزیع او 
- Fermanında “Sen olmasaydın gökleri yaratmazdım” hadîsi yazılı olan zat, bir zattır ki herkes, onun nimetlerine, onun rızk taksimine muhtaçtır.
- 
		    گر نبودی او نیابیدی فلک  ** گردش و نور و مکانی ملک 
- O olmasaydı gökyüzü olmazdı, dönmezdi, nurlanmazdı, meleklere yurt kesilmezdi.
- 
		   گر نبودی او نیابیدی به حار  ** هیبت و ماهی و در شاهوار    2105
- O olmasaydı denizler olmaz, denizlerdeki heybet vücut bulmaz, balıklar ve padişahlara lâyık inciler meydana gelmezdi.
- 
		    گر نبودی او نیابیدی زمین  ** در درونه گنج و بیرون یاسمین 
- O olmasaydı yeryüzü olmaz, yeryüzünün içinde defineler, dışında yaseminler yaratılmazdı.
- 
		    رزقها هم رزقخواران ویاند  ** میوهها لبخشک باران ویاند 
- Rızklar da onun rızkını yemektedir. Meyveler de onun yağmuruna karşı dudakları kupkuru bir haldedir.